Devletin en üst kademesinden, yereldeki kurum ve kuruluşlara kadar, açıklık ve şeffaflık olmadığı için, maalesef güven ortamı oluşturulamıyor!
Bakın devletin son yıllardaki halelerine, adrese teslim ve çeşitli bahaneler ile tercihli ve kırım sız bir şekilde ihaleler verilmektedir.
Bu yerel yönetimlerde aynen uygulanmakta ve kimse yarın hesap vereceğinin korkusunu yaşamamaktadır…
Geçen hafta, görevden el çektirilen eski Batman belediye eş başkanı, Songül Korkmaz Yönetimde oldukları süre zarfında belediyenin borçlarından
“Eşbaşkan Korkmaz'ın İller Bankasına ait borcun 82 Milyonunu ödedik, ayrıca DEDAŞ'a 8 milyonun üzerinde olmak üzere toplamında 132 milyon TL borç ödedik ifadesi hesap bilmezliğin bir göstergesidir. Zira Batman Belediyesinin, yönetimini devraldıkları 31 Mart 2019 tarihinde İller Bankasına toplam borç stoğu 69 Milyon TL'dir. DEDAŞ'a 8 Milyon TL borç ödendiği ifadesine karşılık, ödenmeyen borçlardan dolayı kesilen elektrik neticesinde şehrimizin üç gün susuz kaldığı tüm kamuoyunun bilgisi dahilindedir.”
Ayrıca Kayyum dönemi ile ilgili yapılan borç stoku açıklamasında ise çok önemli ayrıntılar göz ardı edilerek, borçlar sergilenmiştir.
“Yine muhasebe kayıtlarından yola çıkarak baktığımızda hesap bilmez HDP yönetiminin 307 milyon TL olarak almış olduğu borç stoğunu 23 Mart 2020 tarihinde bize devrederken, dış kredinin cari kurla hesaplanmış haliyle yaklaşık 150,3 Milyon TL artırarak 457,3 Milyon TL’ye yükselttiği ortadadır. Buna karşılık bizler tarafından 23 Mart 2020 tarihinden sonraki 7 aylık dönemde 114 Milyon TL. borç ödenmiş, ilave tek kuruş kredi kullanılmamıştır. Pandemi süreci içerisinde Belediyemize hazineden aktarılan kaynak yaklaşık yüzde elli oranında azalmıştır. “
Bu şeffaflık değil, aynı zamanda siyaset yapmaktır, alınan dış borç stokunu cari kurla çarparak, borcu yüksek göstermek, 114 milyon dış borç ödenmesi ise sanki kendi inisiyatiflerindeymiş gibi göstermek açıklık ve şeffaflık değildir.
Bu hesaba ve bu açıklamaya bakan, biraz da ekonomi ve hesaptan anlayan biri güler geçer, tamamen siyasi ve tamamen suçlayıcı bir açıklamanın altında aynı zamanda kamuoyunu yanlış yönlendirme…
Gerçekten şeffaf ve gerçekten hesap verilebilirlik ilkesi ile hareket edilecekse, siyasi direktiflerle alınan personel, yine yapılan ihalelerin ve emanet usulü verilen işlerin kimlere ne şekilde verildiği…
Şu anda belediye bütçesi ve yapılan harcamaların şeffaflığı ortaya konulmalıdır, birkaç personeli ve birkaç yandaşı memnun etmek, onları mutlu etmek tüm Batmanlıları memnun etme anlamına gelmez…
Biz siyaset yaparken hep mutlu azınlığı dinleriz, oysa sessiz muhalefet ve tarafsız kişilerin bize bakış açılarını değerlendirmeyiz…
Belediye ve diğer kurumlar, özel idare, valilik, üniversite… Tüm kurumlar tamamen belli bir azınlık siyasetine peşkeş çekildiği için, halkın ve kamuoyunun çoğunluğunu değil, azınlığının desteğini kazanmaktadır.
Bu gün bir anket yapılacak olsa, belediyenin ve valiliğin, diğer devlet kurumlarının, açıklık ve şeffaflığı, hesap verilebilirliği sorgulansa, işte o zaman gerçek başarı ortaya çıkacaktır.
Geçmişteki Kayyum tarafından alınan dış borçlar ve yapılan savurganlıklar, ilk seçimden sonra halkın içinde kazandığı güven ve saygınlığı ortaya koymuştur!
Bizler yani yönetici ve vatansever idareciler bu halkı kazanmak için, halkın içine girerek çoğunluğun güven ve itibarını kazanmaya çalışmalıyız, mutlu azınlık ve birkaç yalaka ile başarılı olmak mümkün değil…
