Türkiye de uzun süreden beri sistemin uyguladığı yönetim şeklinden rahatsız olan büyük bir kitle, dışardan gelecek bir baskı ile yeniden normalleşmeyi bekliyordu!
Bu kitle cezaevlerinde suçsuz yatan, gazeteci, siyasi, sıradan vatandaşlar ve bankalarla hasbelkader ilişkide, dershaneler ve yurtlarda okuyup, yatanlar…
Bu kadar rahatsız kitle sadece Allah tan gelecek bir mucize bekler gibi, yine emperyalist ve çıkarcı Batı ile Amerika ya bel bağlamış durumda…
Bütün dünyayı bir ateş topuna çeviren ve her tarafı karıştırıp, tüm diktatörleri dünya’nın başına bela edenler bunlar değil mi?
Bunlardan nasıl olurda mazlumlar, ezilenler ve Hak, hukuk bekleyenler umut beslemekte ve yardım dilemektedir!
Bakın aylardan beri beklenen bir AB ambargoları ve ABD başkanının yeni seçilen kişisinin lafları tehditleri, ne sonuç verdi?
Hiçbir sonuç, çünkü onlar kendi genel çıkar ve menfaatlerine odaklanmışlar, onlar Türkiye gibi bir hazır ve tüketen pazarı ellerinden bırakmak istemiyorlar…
Onlar Akdeniz deki çıkarlarına odaklanmışlar, onlar bu tür yerlerden, yani Kıbrıs, Akdeniz ve Karadeniz de Türkiye’nin onları rahatsız eden adımları geri atmasını bekliyorlar…
Onlar ne Kopenhag kriterleri ne insan hakları, ne de hukuk ve demokrasiden söz etmediler, onlar özellikle Amerika, Ortadoğu’daki çıkarlarını, İsrail ile olan ilişkilerini ve Petrol rezervlerini ön plana çıkardılar…
Bakın Hüsnü Mahalli ne düşünüyor bir videosunda; AKP den U dönüşü adlı yorumunda Mahalli, AKP’nin şimdiden gardını aldığı ve hem Amerika, hem İsrail, hem de AB ülkeleri ile iyi geçinmek için bu ülkelere yeni diplomatlar atayarak işi bitirmeyi düşünüyor!...
Türkiye de, iç siyaseti dış siyasetin belirlediğini iyi biliyor, Erdoğan ve ekibi, özellikle damat bey in görevden uzaklaştırılmasında bile bu politikanın etkisi olduğunu söylüyor Mahalli, Trump’un damadının yakın arkadaşı olduğu bilinen Albayrak’ın görevden alınması ile Biden’e karşı eli güçlü olsun diye yapılan bir manevra!
Yine Mahalli videosundaki dış ilişkilere değinirken, uzun süreden beri açık olan İsrail elçiliğine hemen İsrail de eğitim gören birinin atanması, Paris büyükelçiliğine Macron’un bir dostunun atanması, ABD ye ise yine aynı etkiyi gösterecek, Amerika da siyasi çevresi olan bir elçinin atanması…
Yani kısacası siyasi yönetim ve saray, normalleşme ve demokratikleşme adımlarını atarken, iç siyasete yönelik değil, dış siyasete yönelik adımları kast etmiş ve uygulamış ama bizim haberimiz olmamış…
Bunu uygularken, içerden Hukuk ve demokrasi beklentisi içinde olanlar, AB ve ABD ambargolarının açıklanması ile hayal kırıklığına uğramış olabilirler…
Ama dünya da işler böyle dönüyor, Emperyalistlerden medet ummak ve yardım beklemek, tamamen boş bir duadan ibaret.
Bizler bu ülkeye Demokrasi ve Hukuk un hakim olmasını, adaletin sağlanmasını, mahkemelerde, talimat değil, adalet ve vicdanın hakim olmasını istiyorsak…
Önce kendimizi düzeltmemiz ve kendimizde bu değerleri hakim kılmamız gerekiyor, seçim sandığı önümüze konulduğunda, bu kriterleri göz önünde bulundurmamız…
Çok rahatsız olduğumuz iktidar hala bu ülkede çıkan anketlerde yüzde 45 oy alabiliyorsa, hala bu iktidar ve ortakları vatan, millet ve din iman için hizmet ettiklerine inanılıyorsa!
O zaman Allah’ın emrini bekleyin!
