Mecliste 2021 bütçe görüşmeleri devam ederken, bizzat hükümetin halk için çok acımasızca, bir bütçeleme programı yaptığı ortaya çıkıyor…
Bunu birçok ekonomist ve siyasiler dile getirirken, bütçe açıkları ve savurganlıkların tamamının sadece halkın omuzlarına yüklenmesini, adaletsizlik ve hukuksuzluk olarak değerlendiriyorlar…
Tüm dünya halklarının perişanlığını ve işsizliğini ortadan kaldırmak için, bütçelerini sonuna kadar açarak halka dağıtırken, bizim devlet işsiz, gariban ve kapalı esnafa vergi ve fatura olarak yüklüyor!
Özellikle bütçenin verdiği açıkları, yandaş firma ve büyük zenginler yerine fakir fukara ve garibanın omuzuna yüklemesi, çok gaddarca ve çok zalimce…
Bunun nedeni ise özellikle enerji sektöründe, elektrik harcamalarında, vatandaşın faturasına yansıtılmaya başlanacak olan, dağıtım firmalarının harcamaları…
2021 yılında elektrik dağıtım firmalarının faturalara yansıtacakları kalemler ortaya çıktı, bu gün bile yoksulluktan milyonlarca abonenin borç yüzünden kesilen, elektrik ve doğalgaz harcamaları…
Bu yoksul vatandaşlara bir çözüm getirmeyen hükümet, vatandaşı yerine, enerji dağıtım firmalarının mağduriyetini gözeterek, onların harcamalarını faturalara yansıtmasını, bütçede yasalaştırdı.
Enerji dağıtım firmaları, misafir ağırlama, misafir karşılama, yolluklar ve personel harcamaları, şirketlerinin tüm vergisel ve cari harcamalarını, faturalara yansıtacak, bu harcamaları bu güne kadar henüz enerjisi kesilmemiş orta sınıf vatandaşın faturasına yansıtacak…
Kayıp ve kaçakları anladık ama bundan sonra, cari harcamalar kalemi olarak, şirketlerin vergisine kadar, her türlü harcamasını, vatandaştan tahsil edilmesi, ne kadar adil ve ne kadar hukuki olacak?
Bütçenin birçok israf ve birçok savurganlık kalemlerini yine vatandaştan alacağı vergilerle karşılayacağını açıklayarak…
ÖTV, KDV gibi harcama üzerinden alınan vergilerin, yüzde 30 arttırılması planlanmaktadır, bu ekonomik kriz ve bu sıkıntılar içinde vatandaşa yüklenecek olan bu vergiler, piyasada tüm malların yüzde otuz zamlanması olarak değerlendirilmesi ve yüzde 30 enflasyon olarak değerlendirilmelidir.
Bakın dün açıklanan işsizlik oranları, bunların gerçek rakamlarla bir ilişkisinin olduğuna inanmıyorum, biz piyasada, ekonomik kriz ve salgın nedeni ile işinden olan, iş bulamayan büyük bir işsiz ordusunu karşımızda görürken, TÜİK gibi güveni sarsılmış ve hesapları manipüle eden bir kurumun oranlarına ne kadar güvenebiliriz…
Bu işsizliği ve bu perişanlığı, bu enflasyonu ve bu adaletsizlik hukuksuzluğu ne kadar, saklarsanız saklayın, artık mızrak çuvala sığmıyor ve her tarafı görünmeye başladı.
Vatandaş evine gelen faturayı, vatandaş cebine konan parayı, vatandaş, harcadığı harcamalarını ve alım gücünü çok iyi biliyor.
Vatandaş, esnaf, işveren ve imalatçı, kapalı olan kepengini ve işten çıkardığı işçisini, kendisinin işsiz kalmasının acısını his ediyor, hatta yaşıyor!
Ne kadar rakamlarla ve hesaplarla oynarsanız oynayın, ne kadar işi gizlemeye çalışırsanız çalışın, bu halk neye uğradığını ve ne tür sıkıntılarla baş başa kaldığını çok iyi biliyor!
Biran önce bu ekonomik sıkıntılara çare bulunmazsa, biran önce milyonlara varan fatura mağdurlarına çözüm bulunmazsa, bu kış hepimiz için çok çetin geçecektir!
