Tarlalar biçildi ürünler hasat edildi, kimisi ambara kimisi ise doğrudan, ya ofise veya tüccara gönderdi, yani mahsulün karşılığını almak için satışa...
Bu yıl buğday ve mercimek istenen verimlilik ve kalite de değildi, yani tahıl üreticisi pek mutlu değildi, bu yüzden gelecek yıl ekeceği ürünün hesabını yapmaktadır...
Bölgemizde ikinci ve en çok rağbet edilen ürün ise sulu araziler için, Mısır oluğu bilinmektedir, işte bu ürünün hem ekilmesi, hem yetişmesi, hem de sürülmesi maliyetli ve sıkıntılıdır.
Ekerken tarlası kalın ve köklü saplarla dolu olması nedeniyle çok masraflı, yetiştirirken su ya ihtiyaç duyduğu için, kan suyu, kuyu suyu...
İşte bu maliyetlerden kaçınmak için, ekicilerimiz zaman zaman tasarruf olması hesabı ile bazı masrafları kısmaya çalışıyor...
Çiftçilerimiz özellikle tarlalarının gevşemesi ve sap ile samanın traktörün gücüne engel olmaması için maalesef bazı istenmeyen yollara başvurmaktalar.
Buğday ve mercimek tarlaları uzun süreden beri anız yakma gibi bir kötü alışkanlığı edinen çiftçiler bunu mısır tarlalarına da uygulayınca...
İşin vahameti ortaya çıkmakta ve olay tam bir kabusa dönüşmektedir, yaşayan insanlar açısından özellikle yaşlı ve hastalar için..
Tam bir sağlık sorunu haline geliyor, işin ucu insanlara dokununca feryat figan koparılmaya başlandı, aslında bu tabiatın, doğanın insanoğlundan bir intikamı olarak değerlendirilebilinir...
Bu güne kadar yakılan anız ile doğadaki canlı ve mikro organizmaların yok olması, toprağın acı içinde pişmesi kimsenin umurunda değildi..
Bu gün artık insanoğlu etkileniyor, rahatsız oluyor ve hatta yaşamını ciddi yönden etkiliyor, mısır tarlalarının yanan anızları...
Tam bir doğal çukurda yer alan Batman ip merkezi, her dört yandan yakılan anızların dumanlarının toplanma merkezi haline gelmektedir.
Biz bu aşamada ciddi önlemler almalıyız ve bu yıl tam anız yakma mevsimi gelmeden önce önlem, yasak ve cezalarımızla ortaya çıkmalıyız...
Başta valilik, tarım ve hayvancılık il müdürleri, kaymakamlar, muhtar ve jandarma koordineli olarak bu işe başlamaları gerekir tam bu aşamada...
Öncelikle tarlaların biçileceği bu ay içinde ve gelecek ay yapılacak yeni hasat dönemine hazırlık çalışmaları başlamadan önce...
Tarlalar yakılıp anız yandıktan sonra, dumanı şehrin dört bir yanını sardıktan sonra, yani iş işten geçtikten sonra...
Bu savaş bittikten sonra silah aramaya, testi kırıldıktan sonra nasihat çekmeye benzer, bunun da çözüme hiç bir katkısı olmaz...
İşin başında iken, kimse zarar görmeden, şehir kâbusa dönmeden, gece uykuları zehir olmadan, nefesler kesilmeden, ölümler olmadan...
Şimdiden uydudan yapılacak tespitlerle ekicilere ulaşmak, muhtar, kaymakam ve jandarma iş birliği ile ekicilerin ilerin uyarılması gerekir, bu çalışma çevre il ve ilçelerle birlikte yapılmalıdır.
Doğayı ve canlıları, hayvan ve bitkileri taşı toprağı saymayan sevmeyen insanlara hiç acımayan ekicilerimiz ve çiftçilerimiz , cezanın büyüklüğüne göre düşünmesini bilirler!.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
