USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BEN YAPMADIM, KİM YAPTI? 1

16-06-2021

Ülkenin sorunları vakti zamanında çözülmez ise, birikir bir anda ortaya çıkar ve çözüm üretmek zorlaşır.

İktidar çözüm aramak yerine sorunun kendinden kaynaklanmadığını, dönemin CHP’li belediyelerin gerekli arıtma tesislerini yapmamasını yeni arıtma tesislerinin devreye sokmamasını eleştirmeyi tercih ediyor.

İki yıllık İBB'lığı sırasında deniz salyasını oluşmadığı herkes tarafından bilindiği halde. Yanlı medya ve iktidar ortağı partiler durumun tek sorumlusunun CHP olduğunu söylemeye devam ediyor.

Marmara denizinde meydana gelen müsilaj sorununun sebebi sadece İstanbul değildir. Marmara denizine kıyısı olan şehirlerin artık sularını filtre ederek denize akıtmaması iktidar tarafından göz ardı edilerek görmezden geliniyor.

Konut ve işyerlerinin artık sularını filtre edip Marmara denizine kıyısı olan bütün illerin belediye başkanlarının CHP’li olmadığı halde suçlamada bulunulması son mahalli seçimde birçok büyük şehir belediye başkanlığını CHP ye kaptırmasından kaynaklanmaktadır.

İktidar partisi ve ortağı sadece deniz salyası sorununu değil pandemi sorununu, şehir ulaşımındaki aksamaların sorumlusunun da İBB olduğunu belirtiyor.

İktidar partisi bu yöntemle İmamoğlu'nu İstanbul halkına şehri iyi yönetemiyor algısını vererek kaybettiği büyük şehir belediyelerini tekrar kazanmayı planlıyor.

Bu yöntemle tüm vatandaşların millet ittifakına oy vererek desteklememesini istiyor.

Yapılacak seçimleri kazanarak ülkenin idaresinin birkaç dönem daha Cumhur ittifakında kalmasını amaçlamaktadır.

Marmara denizinin kenarındaki illerin çoğunun sanayisi gelişmiş şehirler.

Bu sebepten üretimleri sonrasında açığa çıkan artık suları filtre ederek denize boşatmaları gerekirken yapılmadığı anlaşılıyor.

Bugün çevre bakanlığının açıklaması sanayi firmalarının denetleneceğini kurallara uymayanların para cezasına çırptırılacağı açıklaması yaşanan acı gerçeği doğruluyor.

Marmara bir iç denizdir ege denizi ile Karadeniz arasında su geçişi gerçekleşir.

Denetim belirli boyutlarda olsaydı deniz bu ölçüde kirlenmezdi.

Ancak!

Kirliliğin fazla olması böylesi bir felaketi de beraberinde getirmiştir.

Bu bana önceden dinlediğim bir hikâyeyi hatırlattı. Adamın biri köydeki köpekleri kısırlaştırıyormuş. Kısırlaştığı her köpek için 5 kuruş alırmış. Günde üç köpek kısırlaştırıp 15 kuruş kazanıyormuş. Temizlik için günde 20 kuruşluk sabun harcıyormuş. Karısı bir gün eşine.

- Bey sen günde 15 kuruş kazanıp 20 kuruş harcıyorsun.

- Bu nasıl bir iştir? Kazandığından fazla harcıyorsun?

- Hanım haklısın paranın önemi yok. Bana usta sana ustanın hanımı desinler yeter.

Ülkede üretim her şeyden önemli denerek çevrenin kirletilmesine izin verilmesinin yanlış olduğunu nasıl anlıyoruz?

Müsilaj ve yosunlaşmadan. O zaman yaşananlara ne demeli? Ülke üretsin çevrenin önemi yok mu? Denmesi gerekiyor?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?