Bilim ve teknoloji alanında fazla bir ilerleme kaydetmediğimiz bize yapılan anket ve araştırmalar göstermektedir.
Biz kayıt dışı bir ülke olmamız nedeniyle, anketlerimiz ve istatistiklerimiz bile gerçeği göstermekten çok uzak, özellikle ekonomik açıdan verilere baktığımızda, bu acı gerçek gözler önüne serilmektedir.
Bilimin ve teknolojinin gelişmesi, gösterge olarak yükseköğrenimdeki seviye ve kaliteye bağlıdır, maalesef bu konuda çok yoksun olduğumuzu bilimsel araştırmalar ortaya koymaktadır.
Üniversite mezunları ve bilimsel kurumların içinde olduğu durumu göz önüne alacak olursak, bu alanda dünya nın çok gerisinde olduğumuzu anlarız…
“ÜNİVERSİTE MEZUNU BECERİLERİNDE 94’ÜNCÜ SIRADAYIZ
Üniversite mezunu becerilerinde ülke sıralamaları belli olurken, Türkiye’nin bu listeye 94’üncü sıradan girdiği görüldü.
Medya takibinin öncü kurumu Ajans Press, üniversite mezunlarının becerilerini konu alan araştırmayı inceledi. Ajans Press’in World Economic Forum (2018) verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin üniversite mezunu becerilerinde 94’üncü sıraya yerleştiği görüldü. Üniversite mezunu becerilerinin ise “ticari farkındalık, güven, öz farkındalık, girişkenlik, liderlik, duygusal zeka, yaratıcı problem çözme” gibi kategorilerden oluşturulduğu kaydedildi. Bu listenin başına yerleşen ülke de İsviçre
oldu. İsviçre’yi bu bağlamda ABD ikinci sıradan takip ederken, Hollanda’nın ise üçüncü sıradan izlediği gözlendi.
PRNet ve Ajans Press’in gerçekleştirdiği medya araştırmasında, konu ile ilgili yazılı basına yansıyan haber adetleri de belli oldu.2018 yılı boyunca “üniversite öğrencisi” başlığı altında 43 bin 992 haber çıkışı tespit edildi. Medyaya yansıyan başlıkların arasında en dikkat çekenleri ise üniversite mezunlarının işsizliği oldu.”
Gerçekten iş arayan üniversite mezunlarına bakacak olursak, bu öğretim kurumlarından mezun olanların yüzde 95 nin kendi alanlarında yeterli beceriye ve öğrenime sahip olmadıklarını görürüz…
Örneğin hukuk fakültelerinden mezun olan öğrencilerin yüzde doksanı, bu okullardan mezun olduktan sonra, mahkemeye bir dava dilekçesi yazmayı bile bilmedikleri…
İnşaat ve mühendislik fakültelerinde mezun olanların birçoğunun çimento ve demir nedir bilmedikleri…
İktisat ve İşletme fakültelerinden mezun olanların ise işi bittikten sonra iktisadi ve ekonomik göstergeler ile ilgili hiçbir bilgiye sahip olmadıkları…
Özellikle bölgemizde çok yüksek düzeyde ihtiyaç duyulan firmaların ön muhasebe elemanı ihtiyaçlarını bile bu fakültelerden mezun olan öğrencilerin karşılayamadıkları…
Hatta halk eğitim kurslarında muhasebe eğitimi alan kursiyerlerin tamamının fakülte mezunu oldukları dikkat çekmektedir.
Yani fakülteden mezun olan bir öğrenci, mezuniyetten sonra mesleği ile ilgili, eğitim seviyesinin altındaki kişilerden mesleki eğitim alması…
Akademik seviyedeki sözde akademisyenlerinde, aynı şekilde yüzde doksan beşinin yine dışarıdan ya çalıntı yayınlar ve makaleler veya siyasi torpille bir şekilde doktoralarını tamamlattıkları…
Hatta akademisyenlerin yüzde doksanının dil sorunu olmasına rağmen, yasal boşlukları değerlendirerek, akademisyen oldukları iddia ediliyor.
Bilim ve teknoloji haftasında bu acı gerçeklere değinilmesi, bu sorunların çözümü için köklü çalışmaların başlatılması gerekirdi.
Ama kimin umurunda bu ülkeyi yönetenlerin bile özellikle siyasilerin diplomalarına bakılırsa, üniversitelerden bunların hesap sorması mümkün mü?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
