Bizler birkaç ay sonra aynen şöyle diyeceğiz, bir virüs geldi geçti, ama bunun gelişi ve gidişi daha önceki virüslere hiç benzemiyordu!
Bu virüs gelişi ile tıpkı bir kasırganın gelişi tıpkı bir fırtınanın kopuşu, tıpkı bir sel in akışı gibi, her şeyi önüne kattı gitti!
Bizden aldığı canları kimse hesaba bile almaz, buna inanıyorum ki, bu virüs ardından bıraktığı enkaz ile kalanlar için dünyayı yaşanmaz hale getirecek!
Bu virüsün gelişi de gidişi de diğer virüslerden çok farklıydı, gelişinde bir siyasi hesap olduğu gibi, gidişinde de siyasi hesapla gitti!
Bu virüs egemen güçlerin egemenliği daha fazla güçlendirmek, halkların kendi içindeki isyanını bastırmak ve sermaye sahiplerine yeni fırsatlar yaratmak adına çok ilginç bir virüs…
Bazıları kehanetlerini gerçekleştirirken, bazıları ekonomik yapılarına kılıf bulurken, bazıları sistemi güçlendirirken, bazıları yani bazı ülkeler ise yok olma ile yüz yüze geldi.
Egemen güçlerin son yıllarda çalıştıramadıkları ve adına IMF dedikleri bankalarında fonlarında tuttukları, mevduatlarını yüksek faiz ile diğer ülkelere verme imkanı yakaladı.
Bu virüsten sonra birçok ülke nakit sıkıntısı içine girerek bu ihtiyacı için uluslararası para fonlarına koşacaktır, işte o zaman bu virüsün asıl etkisi ortaya çıkacak!
Bu yalnız ülkeler bazında değil, iş dünyası içinde aynı sonuçları doğuracak, elinde nakit imkanı bulunanlar, iş alemine yüksek faiz ile fonlama yapacak ve işte o zaman sermayenin ve üretimin el değiştirdiğine şahit olacağız, tıpkı iktidarlar gibi…
Ama o zaman iş işten geçmiş olacak, herkes bu gün hakim güçlerin ve egemen sermaye sahiplerinin bizlere dayattıkları üçer aylık tembellik, aylaklık ve hazırdan bularak yeme alışkanlığının ne kadar pahalıya mal olduğunu…
Bizler sokakları, tarlaları, üretim alanlarını terk ederek, virüs korkusu ile içerilere sığınarak, evlerimize kapanarak, işten güçten alıkonulurken, egemen güçler üç ay sonrasındaki temek ihtiyaçları planlamaktaydılar!
Üretemiyoruz, ama tüketiyoruz, çalışamıyoruz, neden? çalışacak iş bulamıyoruz, bizler bu koloniyi, bu gezegeni cehenneme çevirirken, maalesef gezegenin hakimiyetini, yine yanlış ellere bıraktık…
Hiç kimse bulunduğu coğrafyadaki, hakim olan siyasi güçleri eleştiremiyor! Öyle bir algı oluşturulmuş ki, siyasiler ve iktidarlar bizim sağlığımızı ve güvenliğimizi düşünerek, bizlere “evde kal “ çağrısında bulunuyor!
Oysa onlar üç ay gibi kısa bir sürede bile, öğrencisi olmayan okulları, işçisi olmayan fabrikaları, insanı olmayan cadde ve sokakları yönetmenin rahatlığını düşünmekteler ve onun tadını çıkarıyorlar…
Gelin görün bu gün dünyamıza ve gezegenimize hakim olan güçler bu virüs ile böyle mücadele edilemeyeceğini çok iyi bilmekteler, ama öyle bir algı oluşturdular ki, kimse onları sorgulamıyor!
Hiç kimse sormuyor ey iktidar, ey siyasiler… Sizler bu kadar aciz bu kadar çaresiz mi kaldınız bu virüs karşısında, kendi sisteminizin güvenliği için, uydudan bile insanların konuşmalarını, yatıp kalkmalarını kontrol edebiliyorsunuz!
Neden bu virüsü uydudan kontrol altına alarak, tüm insanlığı bu kadar üretimden ve yaşamdan uzaklaştırdınız?
Bu soruyu soracak ve bu önlemleri sorgulayacak bir Allah’ın kulu çıkmıyor, nedeni ise herkes ölüm korkusu ile korkutulmakta ve sağlığınızı düşünüyoruz algısı oluşturulmaktadır!
Bu virüsten sonra, işsiz, aç ve muhtaç insanların yaşamasının ne kadar acı ve ne kadar zor olacağını hep beraber göreceğiz!
Bir teravih namazına yetişmek için her şeyini feda eden sözde dindarlar bu günlerde hiç sesiniz çıkmıyor, cemaatle Cuma namazı kılmak için her şeyinden vaz geçen iş adamları kaç haftadır bu ibadetten uzak kaldınız!
Neden öleceğim veya hastalanacağım korkusundan! Ama hayır ve şerrin, ölüm ve sağlığın Allah tan geldiğine olan inancınıza ne oldu!
Hepinize hayırlı Ramazanlar ve evde uyku ile geçireceğiniz bir aylık Ramazan boyunca sizlere sağlık ve afiyet diliyorum!
