Birileri, çarşı, pazarı, kontrol altına almış…

Her ay bir ürün, her ay bir gıda maddesi, her ay bir tüketim malzemesi, aşırı fiyatlanarak, aşırı şişirilerek, karaborsaya düşüyor…
Bu karaborsayı yaratanlar bu piyasayı aşırı derece, etkileyenler maalesef bu güne kadar ortaya çıkarılmış değil…
Geçen seneler önce domates ile başlayan, enflasyon belası, gün gittikçe daha renkli ve daha çeşitli ürünlere yöneldi…
Sıra mercimek ve Nohut a gelince hemen ithalatçılar devreye girdi ve kasalarını dünya koşullarına göre fazla şişirilmiş bu ürünlerde çok yüksek kar elde ederek, iç piyasaya sürdüler…
Bir yıl boyunca temel gıda ürünleri arasında olan Et, etin fiyatının yükselmesi ile birlikte, herkes paniklemeye başladı ve hemen canlı hayvan ithalatçıları devreye girerek dışardan, et ithal ettiler…
Bu ithalat üzerine, et fiyatları bir nebze yükselişi dursa da, yine tıpkı dolar kuru gibi ve altın gramı gibi bir yükseldi bir düştü…
Bu yıl içinde en çok konuşulan ise dönüp yüzüne bakmadığımız, tezgahta, tozlu topraklı haliyle hiç dikkat çekmeyen, Patates bile kıymete bindi ve rekor seviye fiyatı yükseldi…
Hemen arkasında, Soğan, başlı başına pek kullanılmazsa da, hemen hemen her yemeğe lezzet katma açısından çok aranan soğan kilosu 10 tl ye çıkınca millet şaşırdı…
Gelelim Antep fıstığı na ve onun etkilediği diğer tüketim ürünlerine, tam da Ramazan bayramı öncesi birden fıstık kilo su 200 tl nin üzerine çıkınca…
Tüm tatlı ve baklavacılar adeta isyan ettiler, birden fıstıklı baklava ve fıstıklı kadayıf, diğer fıstık kullanılan tüm ürünler birden zamlandı…  
Gözünü sevdiğim çerez için çok aranan ve tam bir damak zevki veren, Siirt fıstığı maalesef gölgede kaldı Antep fıstığı karşında, boynu bükük ve kimsesizleri oynadı…
Her seferinde ise spekülatörler ve stokçular ile bazı esnaf ve tüccarlar suçlanınca siyasi çevreler ise işi FETÖ veya PKK ye ihale ettiler…
Bu şekilde vatandaş bu ürünlerin arkasında vatan hainlerinin olduğu kanısına vardığı için pek sesini çıkarmadı, uslu uslu, zamlı ürünleri tüketti, sessizce usluca…
Bu her gün aşırı fiyatı yükselen ürünlerin sonu gelmiyor, aslında bu hiç aklımıza gelmeyen ve pek önemsiz gibi görünen tüm ürünler, doğrudan alt ve orta sınıf halkı ekonomik olarak, çok sıkıntıya koymaktadır…        
Dikkat ederseniz adını yukarıda saymaya çalıştığımız tüm yaş ve kuru gıda maddelerinin tamamı yoksul kesimin bağımlı olduğu gıdalar…
Bu gıdaların etkilediği sofralar ve diğer üretim kanalları, örneğin, lokantalar, marketler, kafeler ve orta kesimin takıldığı mekanlar…
Bu yerlere dikkat edecek olursanız, vatandaşın artık bu tür mekanları bıraktığı ve ciddi krizlerin oluştuğu iş yerleri haline geldiler…
Çayhaneye, parka, otele, lokantaya gitmeye gücü yetmeyen orta sınıf, bu sınıfa hizmet eden esnaf tam bir ekonomik kriz içine girmektedir…
Bakın dün itibari ile okuduğum çok ilginç bir haberi sizlerle paylaşayım “ Üretimi durma noktasına geldi!” bu haberde durma noktasına geldi dedikleri şey ne olabilir?
Yine yoksul ve orta kesimin en önemli besi kaynağı olan SİMİT üretimi durma noktasına gelmiş, bunun nedeni ise…
Evet susam fiyatlarının birden yüzde yüz artması, yanı 6 lira olan susam kilosu, bu günlerde 12 liraya çıkmış, bundan kim sorumlu ve bunun hesabını kim verecek?