Toplumu kamplara ayırma, onları bölme ve ötekileştirme politikaları özellikle üst düzey devlet adamlarından gelmesi ve güvenlik güçlerinin buna alet olması, çok tehlikeli bir durum!
Eskiden toplumsal bölünme ve kamplaşmalara karşı özellikle güvenlik güçleri futbol un birleştirici ve kaynaştırıcı gücünü kullanarak, tribünlerde birleşmeye kaynaşmaya ön ayak olurlardı.
Özellikle Doğu illerinin futbol takımları gittikleri illerin emniyet ve asker güçleri tarafından ağırlanır, korunur ve sahada birlik mesajları verilerek, oyuna başlanırdı!
Hatta ev sahibi ilin emniyet müdürü ve jandarması konuk doğu ekiplerinin yönetici ve misafirleri arasında oturur ve bir gün öncesinde onların rahat ortamı gözleri görmesi için onları polis evinde ağırlarlardı.
Doğu ya gelen ekipleri ise aynı şekilde, doğu ve Kürt misafirperverliği ile karşılar ağırlar ve yolcu derlerdi, bu yüzden futbol un kaynaştırıcı ruhu ve birleştirici özelliği olumlu bir şekilde kullanılırdı.
Maalesef son yıllarda toplum o kadar gerildi ve o kadar ayrıştırıldı ki, her akanda düşman ve zıt kutuplar, patlamaya hazır düşman kitleler oluşturuldu!
Çalışmaya giden fındık işçilerinden tutun, Batı illerinde yerleşen Kürt ailelere kadar kimsenin can ve mal güvenliği kalmadı.
Son olaylar ise bardağı taşıran son damla olarak görülecek nitelikte, futbol sahasına ve tribünlere adeta dinamit koyarcasına, en etkili ve yetkili ağızların dilinden düşenler akıllara durgunluk veriyor!
Bu gidişat ile bir kıvılcım ile Allah korusun stadyumlar çatışma alanına ve doğu ile batı arasında hiçbir müsabakanın oynanamamasına neden olacak!
Özellikle bu yaranın yetkililerce kaşınması çok tehlikeli, ne demek Amed futbol takımını rakip takıma karşı düşman bir takım gibi gösterip, onları Mersin olayı ile bağlantılı bir takım olarak karşı rakip takıma lanse etmek!
Bakın ülkenin huzur ve güven ortamından sorumlu en üst yetkilinin ağzından çıkanlara ve bu memlekete huzur ve barış isteyenlere…
“Kırgel, söz konusu açıklamasında, "Gönlümüz sizlerle. Sizin işiniz futbol oynamak. Siz de onu gerçekten güzel yapıyorsunuz. Geri kalanı bize bırakın. Gerçekten Afyon’un sizin kazanmanıza ihtiyacı var. Hele hele Mersin’de yaşadığımız o terör eyleminden sonra gönlümden geçeni söylüyorum: Şöyle bir 5-0 eze eze yenerseniz, buradan onları göndeririz"”
Bu sözlerin ardından duyarlı siyasetçilerin tepkisi üzerine bir jandarma komutanının yaptığı sözde açıklaması:
“Maksadım sporcularımıza devletimizin tüm güvenlik unsurlarının maçın ruhuna yakışır şekilde gerçekleşmesi ve sonuçlanması için görevi başında olduğunu anlatmaktan, sporun ruhuna yakışmayacak herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet vermemeleri gerektiğini ifade etmekten ve maçla ilgili motivasyonlarını artırma gayretinden ibarettir. Bir futbol karşılaşması üzerine kendi aramızda yaptığımız sohbetin bu noktaya çekilmesinden ve maksadımı aştığını anladığım sözlerimin yanlış anlamalara sebebiyet vermesinden dolayı duyduğum üzüntüyü ifade eder, müsabakanın sporun ruhuna uygun centilmenlik içerisinde geçmesini dilerim.”
Bende sporun ruhuna centilmenlik ve güvenlik endişesi taşıyan güvenlik güçlerimizin daha duyarlı ve daha yapıcı olmasını dilerim.
Tam da birlik beraberlik ve kardeşliğe ihtiyaç duyduğumuz bir ortamda, bu sözlerin bir güvenlik birimi komutanından gelmesi, çok üzücü.
