Devlet bizzat kendi eli ile çocukları okullardan kopararak, sözde meslek edindirme adına ucuz emek işçiliğine doğru gidiyor!
Kısa adı MESEM olan proje ile Milli eğitim bakanlığı tarafından çeşitli iş sektörlerine ucuz ve çocuk iş gücü olarak sunulan bu projede, eğitimden koparılan çocuklar, işçi sınıfı olarak çocukluklarından bu hayata atılıyorlar!
Hem de bu atılımı bizzat MEB tarafından resmen yapılmakta ve bu çocuklara asgari ücret adı altında asgari ücretin yarısından bile az bir ücret ile bu yaşta onları sömürülmeye alıştırıyorlar!
Sözde çocukları sokaklardan alıp iş hayatına ve meslek öğrenmelerine yönelik bu proje çoktan amacı dışına çıkmış bile…
Bu çocukları kısa sürede tekstil atölyeleri, Marketler ve tamirci atölyeleri kapmış bile, ucuz iş gücünün yeni bir alanı olan bu alanda, öğrenci olan çocuklarımız, birer köle olarak iş hayatına sunulmaktadırlar…
Sigorta yok, ücret yok, mesai mefhumu hiç yok, birde buna okul ve eğitim de yok olarak katılınca, yoklar aleminde çok güzel bir emekçi, genç ve dinamik kitle…
Bu konu ulusal basında karşıma çıkınca bu iktidarın yapacağı en büyük kötülük en büyük zarar bu olsa gerek dedim.
Eğitimden okuldan çocuk yaşta koparılan bu kitle, Suriyeli ucuz iş gücünden daha karlı bir sektör haline gelmiş bile…
“Mesleki eğitime yönelik imzaladığı protokoller nedeniyle “çocuk işçiliği” eleştirisiyle karşı karşıya kalan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stokçulukla suçlayıp “3 harfliler” diyerek hedef aldığı market zincirlerinden A101’le protokol imzaladı.
MEB ile A101 arasında 6 Ekim’de, “sektör çalışanlarının mesleki eğitim merkezleri (MESEM) aracılığıyla eğitim öğretim sürecine dahil olması ile mesleki eğitim ve istihdam süreçlerini yaşama geçirmek” amacıyla protokol imzalandığı ortaya çıktı.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, protokole “MEB’in görevi çocuklarımıza ‘İşçisin sen, işçi kal’ demek değil” tepkisini gösterdi. “Çocukların diplomasız kalmaması, bir yandan da meslek öğrenebilmesi” için kurulan MESEM’in, cumhurbaşkanının talimatıyla “amacından saptırıldığını” belirten Özbay, “öğrencilerin dört gün işyerlerine ucuz iş gücü olup sadece bir gün okula gittikleri sistemin çocuk işçiliğin yeni adı olduğunu” kaydetti.
"GELECEKLERİ HARCANACAK"
“Protokoller, kamu kaynaklarının nasıl eğitimin sorunlarını çözmek yerine yandaş sermayeye peşkeş çekildiğini gösterir nitelikte” diyen Özbay, şunları kaydetti:
“İnsan emeğinden başka hiçbir şeyin ucuz olmadığı bu marketlerde okulda olması gereken öğrencilerin emeği satılacak. Zamanında eğitim hizmeti verilmediği için buralarda çalışmaya mahkûm edilmiş olan yetişkinlerin bir kısmı da MESEM’de gösterilecek ve asgari ücretin yarısı tutarında bir para bu çalışanlara MEB tarafından ödenerek zincir marketlerin maddi yükü kamu kaynaklarıyla azaltılmış olacak.”
Özbay, protokolün işleyişini şöyle anlattı: “MESEM’e kayıtlı öğrenciler, okulda olmaları gereken gün ve saatlerde yandaş sermaye olarak bilinen bir market zincirine gidip çalışacak. MEB çırak öğrencilere asgari ücretin yüzde 30’u, kalfa öğrencilere ise asgari ücretin yüzde 50’si oranında ödeme yapacak. ‘Harca harca bitmez’ sloganlı bir market zincirinde çocukların yaşam sevincini harcayacaklar. Öğrenciler sömürülecek, bakanlık da buna başarı diyecek. Bu utanmazlığı kabul etmiyoruz. MEB’in görevi ülkenin geleceği olan öğrencilerimize çağdaş, bilimsel, laik ve kamusal bir eğitim sağlamak.” “
Bu haberi okuyunca işte bizim geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza, bu iktidarın en büyük kötülüğü!
Kimsenin umurunda değil ve kimse bu konuyu etraflıca araştırmış değil ama biz bir genç nesli daha cahil ve köle olarak yetiştirmeye bilerek izin veriyoruz!
