USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DİNİ PRODÜKTİVİTE…

18-04-2021

17 Nisan haftası verimlilik haftası olarak kutlanmaktadır, verimli olmak yapılan bir iş ve eylemde artı değer kazanmak anlamında kullanılmaktadır.

Bu değerleri ben yalnız ekonomik değer olarak değerlendirmiyorum, buna bir de manevi değer açısından değer katmayı düşünüyorum.

Yani bu haftayı mali ve ekonomik yönünden, ticari kar ve mali değer olarak değil, manevi değerlerde kazanılan değer olarak incelemek gerekir…

Yani Milli Prodüktivite, Dini Prodüktivite olarak iki başlık altında değerlendirilmesi ve verimliliğin inanç alanında da ölçülmesi gerekir.

Bazı kişileri Namaz, oruç ve haç olarak değerlendiren inançlı kesimin ilim ve bilim adamları bu ibadetlerin kişiye ne kazandırdığı yani inanç bakımından, verdiği değerleri ölçmek lazım.

Verimlik şöyle açıklanıyor; “Ünlü sosyolog Pareto verimliliği bir kişinin durumunu kötüleştirmeden başka bir kişinin durumunu iyileştirme olarak tanımlamaktadır. Verimlilik Devletlerin rekabet gücünü ve refah düzeylerini artırmada kilit öneme sahip bir kavram olup, iktisat deyimiyle, üretim sürecine giren çeşitli faktörlerle (girdiler) bu sürecin sonunda elde edilen ürünler (çıktılar) arasındaki ilişkiyi ifade etmektedir.

Verimlilik kültürünü yaygınlaştırmak ve buna ilişkin kamuoyu oluşturmak amacıyla her yıl düzenli olarak Nisan ayında  Verimlilik Haftası Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından kutlanmaktadır.”

Verimlilik genel müdürü çalışma alanına, Dini verimliliği de almak ve bu alanda toplumda, namaz kılan ın bu namazının ona ne kazandırdığı, Oruç tutanın o kişiye ne kazandırdığı, hacca gidenin kişinin de hac ibadetinin ona ne kazandırdığını ölçmek lazım.

Yani bu ibadetler sonucu bir şahıs, öncelikle İnsani değerlerinde bir artış, insanlara saygı, insan hukukuna saygı değerlerinde bir artış olup olmadığını ölçecek bir standart geliştirmek lazım.

Evet biz ekonomik, sanayi ve üretim alanında, yani milli verimlilik alanında yeterli ölçüleri yapamadığımız gibi, maalesef Dini verimlilik açısından da yeterli ölçüleri yapamamaktayız!

Bakın yerli otomobil, yerli Tank, yerli Uçak, yerli İHA… Bunun gibi bir çok yerli sanayi üretiminde verimlilik nasıl hep dış ikame malların lehine gelişiyorsa…

Dini ibadetlerde de maalesef hiçbir inanç ve yaşam verimliliği elde edilememektedir. Namaz, Oruç ve Hac gibi ibadetlerini yerine getiren inançlı kişinin, elinden, dilinden ve belinden kimseye zarar gelmemesi gerekir!

Oysa bu ibadetler sonucu çoğunda bu önemli kriterler geriye doğru işlemekte ve maalesef verimsiz olmaktadırlar…

Dini verimlilik için bir Müslümanın ve inançlı kişinin, hak ve hukuk, adalet ve insan hakları, dürüstlük ve güvenirlik özelliklerini kazanmaması halinde bu ibadetinde verimli olduğu denilemez!

İnançlı ve mümin kişi cesur olur, haksızlığa karşı susmaz, adil olur, makam ve mal peşinde küçülmez eğilmez ve ilkelerinden vaz geçmez…

Her yerde her zaman Allah’a güvenir ve ona inanarak, hak olan sözü zalimlerin meclisinde haykırır, inançlı kesim dini verimliliği elde etmediği sürece, diğer alanlarda verimli olması ve toplumun kalkınması ile gelişmesine hiçbir yararı olmaz.

Biz Milli Prodüktivite den önce Dini Prodüktivite kurallarını koyarak bu verimliliğin standartlarını oluşturmalıyız, bu Ramazan ayı içinde tutulan Oruç ibadeti ile önce bunu test etmeliyiz, aksi halde aç kalarak bedenimize eziyet etmekten ileri gidemeyiz…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?