Hafta sonu iç ve dış haberlerde, ekonomi ve siyasette gelinen noktanın pek iç açıcı bir sonuç olmadığı ortada, bunu anlayana tabi…
Öncelikle ünlü bir isimden küresel tehlike uyarısını verelim: “Soros'tan korkutan sözler: Sıcak savaş kapıda
Ünlü milyarder Soros, ABD ile Çin arasında soğuk bir savaş olduğunu ve bu çekişmenin sıcak savaşa dönebileceği konusunda uyarıda bulundu.”
Daha sonra bölgemize bir göz atacak olursak: İsrail jetlerinin vurduğu askeri hedeflerden sonra, topyekun bir saldırı için hazırlıklarını tamamladıklarını ve sabırsızlıkla kara savaşına girmeyi beklediklerini açıklaması…
Suriye politikasında, iş birliği yapılan güçlerin, masada Türkiye yi yalnız bıraktıklarının ifadesi
“Rusya'dan "Adana Mutabakatı" açıklaması
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye ile Suriye arasında 1998'de imzalanan Adana Mutabakatı'nın yürürlükte olduğunu söyleyerek, "Bu mutabakatın özü, Türkiye'nin güvenlik konusundaki endişelerini ortadan kaldırmaktı. Suriye yönetimi belirli yükümlülükleri üstlenerek bu mutabakatı imzalamayı kabul etti." dedi. Lavrov, Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge kurulması hakkında da, ''Bu, Rusya ile Türkiye arasındaki bir anlaşmanın konusu olamaz. Bu, Suriye hükümetinin katılımıyla müzakere edilmelidir. Çünkü, sonuçta bu bölge de dahil olmak üzere bütün toprakların kontrolünü Suriye hükümetinin yeniden sağlaması gerekir'' ifadelerini kullandı.”
Bu ifade şu anlama geliyor, gidin sınır güvenliğinizi Suriye rejimi ile ve Esat ile çözün mesajı verilmektedir. Bunca savaş, sürgün, talan ve yıkımdan sonra yine aynı gere gelmeye benziyor.
Dışarda süren bu kriz ve fırtınanın dönüşeceği sıcak savaşın bu gün için bize yansıması olmazsa da, yarın etkileneceğimiz kesin.
Buna karşılık aldığımız siyasi ve ekonomik tedbir ler ise ya yok veya yanlış tedbirlerle bu iş kötüye gidiyor.
İşte ABD ile gerginleşen diplomasi trafiği ve sonuçları: “ABD’nin Suriye’den çekilme kararı ve Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge önerisini görüşmek üzere Ankara’ya gelen ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’e Cumhurbaşkanlığı’ndan randevu verilmedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün yaptığı açıklamada Jeffrey’in Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile görüşeceğini söylemişti. Ancak Kalın, Jeffrey’e randevu vermedi. Kalın’ın yurtdışında olduğu ve bu nedenle Jeffrey’le görüşmediği belirtildi. Jeffrey, dün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından kabul edildi.”
Bu tablo diplomasinin havlu atması anlamına gelmektedir.
“Enflasyon ve döviz gibi ekonomik krizin ana göstergelerinin baskı altına alınıp, makyajlandığını söyleyen Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, “Martta açıklanacak 2018’in son çeyrek büyüme rakamlarıyla birlikte derin bir kriz içinde olduğumuz anlaşılacak. 2019’un bütününe baktığımızdaysa giderek durgunluğa alışmış bir ekonomi bizi bekliyor” dedi.
Ülkenin yerel seçimlere kadar ekonomik sorunları öteleyen siyasallaşmış bir ekonomi gündemiyle meşgul olacağına dikkat çeken Yeldan şu yorumu yaptı: “2019, üretim kazanımları yerine spekülatif emlak rantlarıyla ya da kaynağı belirsiz sıcak parayla yapılan tüketim ve yatırım harcamalarıyla geçiştirilecek. İflas edenin de, teşvik verilenin de siyaset tarafından belirlendiği çarpık bir ekonomi olmaya doğru gideceğiz.””
Bu sonuç ise bu yılın çok kötü ve çok karamsar, savaşın artık cebe ve mutfağa gireceği, ekonominin dibe vuracağı bir olduğunu gösteriyor…
