USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Doğal afet, geliyorum demeyen afettir…

11-11-2018

Doğal afetler ve onunla mücadele İnsanoğlunun ilk yılların dan, yani insanlığın doğuşundan bu yana, olan ve bu alanda insanların kafa yorduğu bir alandır.
Doğal afetler şöyle tanımlanıyor, “Doğal ve Teknolojik olmak üzere iki çeşit afet vardır. Günümüz sorunlarından biri olan kuraklık başta olmak üzere, deprem, sel, volkanik patlamalar, toprak kaymaları, çevre kirliliği, ormanların yok edilmesi, dev dalgalar, veba salgını... vb. gibi afetler "Doğal Afet" olarak adlandırılırken; uçak kazaları, endüstriyel ve kimyasal kazalar, gemi kazaları, nükleer santral kazaları "Teknolojik Afetler" olarak adlandırılır.”
İlk çağ insanları doğal afetlerin birinci kısmı olan, yani doğal olanlarla mücadele ederken, bizler yani çağımız insanı, maalesef teknolojik afetler le de mücadele etmek zorunda kalıyor.
İlk çağ insanları vahşi doğa ile mücadele ederken, bizler bu çağda vahşi insan ile de mücadele etmek zorunda kalıyoruz…
Vahşi doğa yı anlamak kolay de vahşi insan felaketlerini anlamakta biraz zorlanıyoruz, aç gözlü ve hırslı insan dünya ya hakim olmak için dünyayı büyük felaketlere sürüklemektedir.
Enerji elde etmek, daha fazla üretmek ve daha hızlı büyümek için, doğadaki zararlı maddeleri hovardaca kullanan insanoğlu, doğanın dengesini bozarak, teknolojik afetlerin meydana gelmesine neden olmaktadır.
Örneğin Nükleer santraller, fosil yakıtlar, kömür ve petrol gibi, dev ulaşım araçlarının yol açtığı felaketler…
İşte tüm bunlara karşı hazırlıklı olmak, bu afetlere karşı gerekli tedbirleri almak günümüz çağdaş, modern ve kalkınmış ülkelerin ve eğitimli insanların görevidir.
Eğitim modern ve çağdaş ülkelerde yalnız kendine yeterli olmakla değil, tüm dünya yay ve insanlığa yararlı olmakla anlam kazanmaktadır.
Bu yüzden doğal afetlere karşı hazırlık için, hem eğitime, hem de altyapıya önem vermek gerekiyor, bu hazırlıkta başarılı olan ülkeler, afetlerin meydana geldiği andan itibaren, akıllı ve mantıklı kurtarma çalışmaları ile…
Bu afetlerden en az can ve mal kaybı ile kurtulmayı başarmaktadırlar, anında ve yerinde, akıllı ve bilgili bir adım ile binlerce kişi kurtulabilmektedir…
Örneğin, volkanik patlama ve lav püskürten dağ silsilesine sahip olan ülkeler, bu doğal afetin meydana gelmesi ile birlikte kısa sürede, nakil ve taşınma işini en iyi araç ve yöntemlerle yapmasının alt yapısını hazırlamalı…    
Sürekli sel ve yağmur suları felaketi ile karşı karşıya kalanlar ise, yüzme ve su üstü araçları kullanma eğitimi ile en az can kaybı ile bunlarla başa çıkma…
Örneğin yangın ve özellikle orman yangınları için, yeterli araç gereçlerin ve eğitimli insan altyapısına sahip olan ülkeler bunlarla daha az zayiat ile başa çıkmaktadırlar.
Demek ki her işin başında olduğu gibi, eğitim çok önemlidir ve bu alanda mutlaka tüm toplumun eğitilmesi şarttır.
12 Kasım doğal afetlerle mücadele eğitimi gününde, tüm okul ve iş yerlerinde, tüm halkın katılacağı eğitim seminerleri ve bölgesel afetlerin tanıtılması gerekmektedir.
Bu yıl olmazsa bile gelecek yıllarda, özellikle bölgemizde etkili olan kuraklık ve boğulmalara karşı tam bir eğitim seferberliğine gidilmesi gerekir.
Yaz aylarında Kısıtlı olan kontrollü yüzme havuzları nedeniyle, halkımız serinlemek için sulama kanallarına veya nehir kenarlarına giderek, yüzmeye çalışması nedeniyle her yıl birkaç can kaybına neden olmaktadır…
Bir de depremler ve yol açtığı doğal felaketlere karşı erken uyarı ve erken kurtarma çalışmalarına ve gerekli araç gereç altyapısına sahip olmak lazım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?