Dünya nüfusu her gün geçtikçe daha fazla artmakta ve yeryüzündeki kaynaklar ise gün geçtikçe eksilmektedir.
Aslında dünya yı yaratan yüce yaratıcı, her varlığın, canlı nın rızkını beraberinde gönderdiğini açıkça bizlere ilahı kitaplarda bildirmiştir.
Buna rağmen İnsanoğlu sürekli rızkının endişesi içinde ve sürekli yeni arayışlar peşinde koşmaktadır, en önemlisi ise insanoğlunun doyumsuzluğu…
Aç gözlü ve doyumsuz insanlar yüzünden, maalesef paylaşımında adil olmayışı yeryüzünde bir çok kişinin açlık tehlikesi ile baş başa kalmasına neden olmaktadır, doğumların önlenmesi için planlar yapılmakta ve kadınların üzerinden nüfus planlamasına gidilmektedir.
Bunun yanında ise İnsanoğlunun yaş ortalamasının uzatılması için tıp dünyası her gün yeni buluşlarla yeni tedavi yöntemleri bulmaktadır.
Bu çelişkili ve zıt uygulamaların yanında açgözlü insanlar ise her gün bu kaynakları kendi kontrolüne alması için yeni işgali savaş ve sömürü planları içindeler!
Hazreti Ali; Yeryüzündeki nimetler ve kaynaklar tüm canlılara yetecek kadar vardır, İnsanoğlu aç kalıyorsa bu insanların adaletsizliğindendir. Demektedir.
Demek ki insanlar ve kaynaklar insanların kendilerine ettiği zulüm ve haksızlık, adaletsizlikler yüzünden, adil paylaşım yapılamamaktadır!
Kadınlara her gün yetiştirebileceğiniz ve besleyebileceğiniz kadar doğum yapın diye telkinde bulunan hakim güçler, onların en değerli varlıklarını ellerinden alarak, sözde onlara yardımcı olmaktalar…
Oysa doğal olanı her kadının istediği kadar çocuk sahibi olması ve onun çocuk sevgisi ve talebini yeterince karşılamasıdır.
Kadınların en doğurgan olanları ise maalesef geri kalmış ülkelerde ve sağlıksız ortamlarda olması nedeniyle onların yaşamına neden olmaktadır…
Bizler doğal nüfusun korunması için Dünya Nüfus gününde, farkındalık yaratarak, kadınların sağlıklı ve istediği kadar çocuk yapmasının önünü açmamız gerekmektedir.
Bu yüzden Kadınların omuzunda ve onların hayatı üzerinde dönen dünya nüfusunun yeniden farklı bir şekilde ve sürdürülebilir bir proje ile yapılandırılması gerekir…
Kürtajlar, önlemeler ve yasaklar ile Kadınların hayatını tehlikeye atan bu tür nüfus planlamalarına son verilmelidir, bu alanda Kadınlara özgürlüklerini kullanmaları için yasal düzenleme yapılmalıdır.
Bu konuda dünya kadınlarının yaptıkları çalışmalar şöyle:
“Kadınlar, gebe kalmak ya da kalmamak, ve ne zaman, hangi sıklıkla çocuk sahibi olmak istedikleri konusunda kendi kararlarını verme hakkına sahiptir. Bu hak, 1994 yılında Kahire'de, 179 hükümetin cinsel sağlık ve üreme sağlığının sürdürülebilir kalkınmanın temeli olduğu konusunda hemfikir olduğu Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı'nda (ICPD) yeniden teyit edildi.
Kahire'de, her gebeliğin istenilen gebelik olduğu bir gelecek hayal ettik çünkü; her kadın ve kız çocuğu kendi bedeni üzerinde özerkliğe sahip olmalı ve çocuk sahibi olup olmayacaklarını ve ne zaman, kiminle birlikte çocuk sahibi olacaklarını seçebilmeli.
Hiçbir kadının gebelik sebebiyle ölmeyeceği bir dünya hayal ettik çünkü her kadının - konumu ya da sosyoekonomik durumu ya da yasal statüsü ne olursa olsun - kaliteli anne sağlığı hizmetlerine erişimi olmalı.
Herkesin güvende, şiddette maruz kalmadan, saygılı ve onurlu bir şekilde yaşayacağı ve hiçbir kız çocuğunun evlenmeye veya kadın sünneti olmaya zorlanmayacağı bir dünya hayal ettik.”
