Gerçekten yollardaki manzara ve araçlardaki hareketlilik, bizim ülkemizde ekonominin yolunda gittiğini gösterecek nitelikte…
Ne araç sayısında bir azalma, ne tollardaki tıkanıklıklarda bir düşme var, ne benzinde bir sıkıntı, nede alım gücünde bir sorun var!
Depolar dolu, tekerlekler dönüyor, vergiler ödeniyor, her evde birkaç araç ile herkes kendi aracına biniyor, yani sorun yok!.
Evet sızlanmalar var, cepler eskisi gibi dolu olmayabilir, ihtiyaçlar alınırken, daha fazla ödeme yapıyoruz ama buna rağmen kimse yaşam lüksünden taviz vermiyor!
Bu manzaraya saraydan bakan biri maalesef halkının ekonomik durumunu bu gözle tahlil ederse, yollara bakarak yollar tıklım, tıklım derse haklı ve doğru bir tespitte bulunmuş olur.
İşte saraylı olmanın verdiği ayrıcalık! Yani bakış tarzı ve bakış açısı çok önemli, sarayda yeterli şekilde liyakati ve bilimsel analiz yapan ekonomistler olmayınca, yollardaki araç sayısı ile yorum yapılır!
Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta sonunda Sakarya da yaptığı miting te, ekonomi yorumunu trafikteki araç sayısına göre yaptı…
“'TIKLIM TIKLIM YOLLAR DOLU'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya'ya gelirken helikopterden köprüleri gördüğünü belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Allah'a hamdolsun Osman Gazi Köprüsü'nden, bunun yanında Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden, öbür taraftan elhamdülillah İGA'dan uçan yolcu sayısı, Sabiha Gökçen'den uçan yolcu sayısı...
Bakıyorsunuz İGA'dan uçan yolcu sayısı 235 bin, öbür tarafta bakıyorsunuz Sabiha Gökçen'den 100 bin. Dünyada havalimanları kapalı, uçuşları doğru dürüst yapamıyorlar ama Türkiye'de şu anda köprülerimiz bangır bangır evelallah, araçlar gidiyor geliyor.
Hani ya her taraf ekonomide çökmüştü, batmıştı.
Ben şimdi helikopterden o yolları gördüm, araçlar, otomobiller, otobüsler, kamyonlar, tırlar, evelallah tıklım tıklım yollar dolu. Bu bir şeyi gösteriyor, neyi gösteriyor? Ekonomik canlılığı gösteriyor ama gözü olan görür, dili olan hakkı konuşur, kulağı olan da duyar. Bunlarda hiçbiri yok.
Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını Rusya-Ukrayna savaşı herkes gibi bizim ekonomimizde de tabii ki dalgalanmalara yol açtı ama biz Turkovac'ı çıkardık, kendi aşımızı çıkardık. Sadece kendimiz kullanmadık, fakir fukara, garip gureba ülkelere de bu aşıdan gönderdik. Gelişmiş ülkeler dahi bu tablo karşısında gerçekten şaşkına döndüler.
Ne yapacağını bilemez halde sağa sola savrulurken biz güçlü altyapımız ve ön alıcı politikalarımızla kendimizi krizlerden olumlu yönden ayrıştırmayı başardık. Daha düne kadar birileri bizi 'Bu kadar yolu, köprüyü, tüneli, havalimanını, hastaneyi, okulu, savunma sanayi projesini, altyapı yatırımını ne yapacaksınız?' diye kendi aklınca itham ediyordu.
Şimdi aynı kesimler ülkemizin bu sayede hem krizlerin üstesinden başarıyla geldiğini hem de sürekli hedef büyüterek yoluna devam ettiğini görünce 'Niye daha fazla yapmadınız?' bunu sormaya başladılar."”
Bizdeki bu rahat yaşam ve gösteriş merakı, bizdeki konfor ve süslenme sevdası gerçekten bu ülkeye ekonomik kriz getirmez!...
İster dolar 30’a çıksın, ister enflasyon yüzde binlere ulaşsın, istersen ev kiraları astronomik rakamlara, çıksın, kimin umurunda, altında arabası, elinde cımbızı ve ayna umurunda mı dünya…
