Bizler ekonomik kriz ve ekonomik çöküntü ile uğraşırken, ahlaki ve manevi çöküntü sonucu İnsani çöküntünün daha tehlikeli boyutlara ulaştığı bildiriliyor!
Eğitim öğretimin İmam Hatip okullarında çok yüksek seviyeye çıktığı bu zamanda, bile ahlaki ve inanç çöküntüsünün yüksek olması dikkat çekicidir!
Kemalistler insani çöküntünün İmam Hatip liselerinden kaynaklandığı ve bu okulların eğitiminin, gençleri Laik ve demokratik, sistemden uzaklaştırdığı, gerici ve yobaz bir topluma doğru götürdüğünü iddia ediyorlar.
Bunu ise bu din okullarının gün geçtikçe çoğaldığı ve zorunlu olarak herkesin bu okullara yönlendirildiği, pozitif eğitim ve bilimden uzaklaştırıldığını iddia ediyorlar!
Dindar bir toplum yetiştirilmesi için herkesin bu okullara yönlendirilmesi sonucu ahlaki çöküntünün meydana geldiğine inanan Kemalistler karma eğitime dönülmesini istiyorlar!
Gerçekten bu eğitimin müsebbibi ve bu eğitimin temellerinin atılmasında AKP nin bir kastı ve bir teşvik çalışması ve özendirmesi var mı?
Yaptığım araştırmaya göre, bu İmam Hatip Liselerinin bu kadar fazla olması ve ilginin artması biraz da ekonomik nedenlerden kaynaklanmaktadır!
Nedeni ise çok basit bu okullardan mezun olanlar hemen iş bulabiliyorlar, devlet dairelerinde olmazsa da, Diyanet te iş bulmaları garanti.
İşte ahlaki çöküntü bundan sonra başlıyor, iş bulan ve mal bulan İmam Hatip lisesi çıkışlılar, birden ortama uymak için kendi ilkellerinden ve inançlarından uzak kalmaya başlıyorlar!
Bu ne Ak partinin ne de İmam hatiplilerin suçu bu sistem sorunu ve sistem bunu daha 1924 te Kemalizm in kurucusu Mustafa Kemal tarafından planlamış ve uygulamaya almıştır.
Yani bugün ki sistemin temellerini atanlar bu cumhuriyeti kuranlardır. Onlar yüz yıl önce bu maddi ve manevi çöküş için planlarını ortaya koymuşlar.
Kemalizm dindarları bu gün sistemi ele almış yönetiyorlar! Neden acaba Kemalizm i savunanlar bundan rahatsız?
Hatta kısa bir süre sonra kapanan bu okulların yerine CHP yeni imam hatip kursları ve İlahiyat fakülteleri açmaları için öncülük etmişlerdir!
“bu okulların 1924 yılında başlayan hikayesinde dikkat çeken noktalar bulunuyor. Okullarda laik eğitime geçiş girişimleri kapsamında 1924 yılında çıkan Tevhid -i Tedrisat (Eğitim-Öğretimin Birleştirilmesi) Kanunu'yla medreselerin kapatılması kararlaştırıldı. Din eğitiminin gereğine inanan Atatürk, toplumun din adamı ihtiyacını karşılayabilmek için 29 tane imam-hatip okulunun açılmasına karar verdi. Ancak, sonraki yıllarda sayılarında düşme kaydedilen bu okullar, 1929-1930 Eğitim Öğretim Yılı'nda tamamen kapatıldı.
İNÖNÜ İMAM-HATİP KURSLARI AÇTI
Türkiye'nin 1946 yılında çok partili hayata geçişiyle beraber tekrar gündeme gelen imam-hatipler, 'oy' için kullanılmaya başlandı. Bu okulların kapatılmasına gerekçe olarak öğrenci yokluğu gösterildi. Ancak iktidarı Demokrat Parti'ye (DP) kaptırmak istemeyen aynı CHP, söylem değiştirerek, ''Gençlik için ahlaki duygu ve davranışlarını düzenlemek ve komünizm tehlikesine karşı bir emniyet sübabı olmak üzere din eğitim ve öğretimi bir zorunluluktur'' görüşünü benimsedi.
Şubat 1948 tarihinde CHP, bir komisyon kurulmasına ve din dersleri ile imam hatip okullarına ilişkin konuların incelenmesine dair karar aldı. Çalışmalarını kısa sürede tamamlayan komisyon, 'imam hatip okulları yerine 10 aylık imam-hatip kursları açılsın' görüşüne vardı. Bu konuda kanun teklifi verildi ve 10 Ocak 1949 tarihinden itibaren önce Ankara ve İstanbul'da 2 adet imam hatip kursu açıldı. Daha sonra bu sayı 8'e çıkartıldı. Yine aynı yıl din dersleri 4. ve 5. sınıflarda seçmeli okutulmak üzere eğitim-öğretim müfredatına konuldu. Ayrıca CHP'nin önerisi ile Ankara Üniversitesi bünyesinde İlahiyat Fakültesi açıldı.”
