Türkiye müdahaleci sistemi ile her işe müdahale ederek kendi kontrolüne almaya çalışıyor, bundan ne kadar başarılı olduğu ise ortada!
Önce ekonomik müdahalelerden başlayacak olursak; Birincisi, piyasaya müdahale ederek ekonomik sistemi tamamen çökerterek, durdurulamaz bir enflasyon döngüsüne sebep oldu.
Bunun la yetinmeyen, sistem, ücretlere ve maaşlara kadar en etkili müdahaleyi yaparak, gelir, gider arasındaki dengeyi çalışan aleyhine bozdu!
Üçüncüsü para piyasasına müdahale, bu müdahale aslında ekonomik çöküşe neden olan ve sermayenin tamamen dışarı kaçmasına, yatırımların durmasına, faizin yükselmesine, ihracatın durmasına, yatırımcıların iflasına neden olmaktadır.
Aslında iktisat ta bir kural vardır, piyasaya müdahale olmamalı, bu müdahale oldu mu, maalesef tüm şartlar tersyüz olur ve piyasanın dengesi bozulur, hesaplar tutmaz.
İşte dövize müdahale, faize Nas kuralı ile çılgın bir engel, arkasından patlayan enflasyon ve dövize müdahale ile merkez bankasının iflası!
Bunun sonucu dış borçlar ve astronomik seviyede ödenen faiz yükü ile devlet mali dengesinin bozulması ile krizler…
Siyasi müdahale ye gelince bu müdahale hem içerde, hem dışarıda, devlet onur ve haysiyetini küçük düşüren, güven ve inancı ortadan kaldıran, itibarsız bir ülke haline getiren sonuçlar!
öncelikle komşu ülkeler ve diğer dost, düşman ülkelere yetki ve haddi alan müdahaleler sonucu yapılan U dönüşleri ve R vitesleri ile dosta düşmana karşı değer kaybı!
Suriye de kardeşlik ilişkisi ile başlayan ve sonrada onun yönetimini devirmek için örgüt ve teröristlerle işbirliği içine giren siyasal yapı…
Irak ı bölüp onunla düşmanlık ilan eden siyasi irade, bu gün o bozulan dostluklar üzerine bir türlü onarılamayan yeni dostlukların oluşturulamaması…
Dün Suriye e PYD ile iş birliği ve dostluk içinde olan bu siyasi iradenin bu gün bu yapılanmayı terörist görünce, İŞİT artığı güçlerle iş birliği içine girip onlarla kardeş olma heves ve beklentisi içinde olması!
Oysa tarih boyunca Kürt halkı her zaman Türklere Araplardan daha faydalı ve daha samimi olmuştur, samimi ve dürüst dostluklar Kürtlerle kurulur, Araplarla değil.
En azından halk böyle düşünmesine rağmen siyasi irade hiç kimseyi ve halkının sesini dinlemeden, Suriye de ikinci yanlış müdahalede bulunmaktadır.
İçerde ise Milliyetçi ve Faşist bir parti ile iş birliği yaparken, Çete ve mafyanın pençesine düşerek, halkı, siyasi hukuk ile ezip parçalara ayırmaktadır.
Yani iç ve dış müdahale ve ekonomik müdahalelerin tamamı yanlış ve ileride bu ülkeyi bölüp parçalayacak nitelikte ağır sonuçlar doğuracaktır, telafisi imkansız yaralar açacaktır.
Piyasaya müdahale yanlış olduğu gibi, dış ülkelerin siyasetine ve içine müdahale yanlıştır, bunu anlamak ve bu şekilde tutum almak gerekir.
Başkasının evine ateş düşüren, başkasının ocağını söndüren, başkasının malına çökenin en sonunda kendisine de çökülür bu böyle bilinsin, dünyayı idare eden bir İlahi adalet olduğunu unutmayalım.
