USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ESAD, ESET, ESAD 4

09-10-2022

Evet, yıllar sonra Feyzioğlu yaptığı hizmetlerin karşılığı olarak Lefkoşa büyükelçisi olarak atandı.

Hak etmiş olduğu bir görev ataması bekleyen onlarca liyakat sahipleri varken böyle bir atamayı Feyzioğlu kabul ederek başka bir yanlış yapmıştır.

Bir hukuk profesörünün mesleğini icra edecek o kadar geniş alan olmasına rağmen böylesi bir tercihte bulunması ülkenin geldiği durumu gösteriyor. 

AK Parti içinde yaptığı çıkışlarıyla gündeme gelen Mehmet Metiner, sosyal medya platformu Twitter hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Kürt sorunu yok’ sözlerine karşılık verdi.

Metiner, Kürtlerin talepleri olduğunu ifade etti. Twitter’dan paylaşımlarda bulunan Mehmet Metiner, “İnkara dayalı Kürt sorunu yok.” dedi.

AK Partili Mehmet Metiner şunları yazdı:

“İnkâra dayalı “Kürt sorunu” artık yok. Ama Kürtlerin sorunu/talepleri var. “Kürt sorunu yok” denilerek “Kürtlerin sorunları ve talepleri” görmezlikten gelinirse kazanan PKK/HDP olur. DEMBİR-DER olarak yakında düzenleyeceğimiz “Türkiye Kürtleri ne istiyor?” sempozyumu önemli. İnkâra dayalı “Kürt Sorunu ”nu çözen Erdoğan yeni dönemde Kürtlerin sorunlarını çözen ve taleplerini karşılayan adımlar atarak istismar alanlarını kökünden kurutmalı. Türkiye’nin sorun alanları demokratik birlikçi ve kazanımcı bir anlayışla artık ortadan kaldırılmalı.”

Mehmet Metiner yıllarca farklı partilerin fikir temsilciliğini yaptı. Son olarak AKP de karar kıldı. Onun bu tutumu elbette mecliste vekil olmaktı. Son birkaç dönemdir mecliste bulunamıyor. Bu durum onu derinden etkilemiş olmalı. Sorununun kalmaması önceki dönemlerde daha fazla sorunları olmasına rağmen yok sayanda Metiner’di. Bugün Metiner eski günlerindeki gibi olmak istiyor.

Yandaş kanallarda hemen her gün açık oturumlara katılıp yorumlar yapmak istiyor. Sürekli gündemde kalma imkânı bir veya iki televizyon kanalında açık oturumlara katılması onun eski günlere ne kadar özlediğini gösteriyor.  Onun endişesi artık unutulacağı yönündeki düşüncesinden kaynaklıdır.  Dünya bu, herkes benzeri dönemleri yaşarlar. Yükseliş dönemindeki haz çöküş dönemini hüsran geçmişi geri getirilemiyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, pazartesi akşamı sosyal medya hesabından “geçmişte hataları olduğunu” söylediği başörtüsü konusunda “yasal güvence” çıkışının ardından siyaset gündemi, yıllar sonra bir kez daha “başörtüsü” tartışmasına kilitlendi.

Cem evleri Temel Atma ve Toplu Açılış Töreni'nde konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı kapsamında Alevi Bektaşi Kültür ve Cem evi Başkanlığı kurulacağını açıkladı. Erdoğan, "İnanç önderlerinden talep edenlere de bu kurumsal yapı bünyesinde kadro verilecek" dedi.

 Seçimlerde iktidar olmak için bugüne kadar birçok parti inancı ön plana çıkararak belirli kesimlerden oy alarak iktidar olmaya çalışır. Bunu yapan partiler genelde muhafazakâr partilerdır. Bu meseleler genelde tekrar gündeme gelemeyecek şekilde düzenleyerek kanunlaşması talebiydi. Türban meselesi de bunlardan bir tanesi. Bu meselenin günde gelmesine neden Kılıçtaroğlu’nun bu meselenin kanunlaştırmasını talep etmesi her seçim döneminde gündeme getirilerek halkın inançları suistimal edileceği düşüncesinden kaynaklıydı.

Bir başka neden ise İktidar partisi veya bir başka partinin biz gidersek bunlar türbanı kaldırırlar dememeleri için elbette. Seçim yakın bütün partilerin inançlı insanların oylarına talip oldukları muhakkak. Bu durumun muhalif partilerine inanan kesimin oylarından yararlanmaması için yapılan bir girişim engel olunması gerektiği düşünüldüğü muhtemeldir. Alevilik te bunun benzeri bir durumu yaşadığı muhakkak. Avrupa topluluğunun Cem evleri konusunda verdiği olumlu rapor yallardır kabullenmedi. Seçimler yaklaştı iktidar olmak için her düşünce ve inançtan insanın oyuna ihtiyaç var. Bu nedenle iktidar farklı bir açılım ile gerçekleştirmeyi planlandı. Alevilik bir inançtır ve bunu kabullenen milyonlarca insan ülkede yaşamakta.

Bir inanç olmasına rağmen Turizm ve kültür bakanlığına bağlanması geçici çözüme yönelik girişimdir. Onlara parasal destek vermek, cem evlerini tamir etmek, su ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak cem evlerine görevli atamak olumlu bir davranıştır.

Ancak!

Alevilik bir kültürel inanışı değildir. İnancın kendisidir. Kabul edilse de edilmese de bu değişmez. Bu mesele kanun ile diyanet işlerine bağlanarak farklı inançlı vatandaşlara sağlanan tüm olanaklar onlara kanunlar ile verilse olmaz mı?

Birçok kanun mecliste zaman kaybı söz konusu olduğu için kanun hükmünde kararnameler çıkartılarak uygulamaya uyumlu hale getirilmedi mi?

Bu yöntem oyların belirli kesimlere gitmemesi için yapılmış bir manevra olabilir mi? Her seçim döneminde inançlı insanların oylarına talip olmak değil midir?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?