Ekonomik yapımız ve ekonomik hayatımız, çok güzel gidiyor olabilir, ama bunun böyle devam edemeyeceği şimdiden belli…
Her şey ortada yoruma gerek yok, devletin ve hazinenin mali verileri olumlu olabilir, bütçeyi denkleştirmek için, hazine ve merkez bankası uyumlu sonuçlar verebilir…
Ama bir devletin ekonomisi ve milli geliri dengeli ve parametreleri olumlu ise bunun, halkın arasındaki sosyal ve ekonomik hayata yansıması lazım.
Piyasaya baktığımızda, her gün devlet hizmetlerinde farklı zam ve fiyat artışlarına şahit oluyoruz, işsizlik oranları her gün bira daha artmakta, iş hayatı küçülmekte…
Kapanan fabrikalar, iflas eden şirketler, intihar eden aç insanlar ve artış gösteren hırsızlık olayları, uyuşturucuya teslim olan gençler!...
Devlet ne kadar ekonomi iyiye gidiyor dese de, piyasa bunun tersini söylüyor, ekonomi insanların, içinden çıkılması zor bir hal alıyor!
Otomobil fiyatları bile artık orta sınıf bir ailenin alamayacağı lüks eşya haline geldi, ikinci elde bile yüzde elli artış varken, sıfır otomobilde, erişim imkansız oldu!
Dün itibari ile devlet ekonomisine yeni kaynaklar bulunması için hazırlanan torba yasaya konulması düşünülen öneriler arasında, öncelikle emeklilerin maaşına ve gelirine yönelmesi dikkat çekici bulundu…
Ekonomik önlemler torbasına, emeklilerin iki bayram ikramiyelerinin kaldırılması ve 60 yaş altı emeklilerden, 100 TL kesinti yapılması istendi…
Bir başka öneride ise, emeklilerin çalışanlarından daha önce kesilmekte olan ve sonra kaldırılan SGDP, yani sosyal güvenlik destekleme primi kesintisine gidilmesi…
Bunun anlamı ise emekli maaşlarında yüzde 15 kesintiye gidilmesi, ayrıca 60 yaş altı emeklilerin sağlık primleri kesintilerinin arttırılması istendi…
Bu öneriler şimdilik düşünülebilen öneriler bunların yarın daha fazlası ile ve daha ağırı ile karşılaşmamız imkansız değil.
Şayet bize İdlib savaşı dayatılsa ve bu ekonomik, krizin faturası ile başbaşa kalsak, bundan sonra gelecekleri ben tahmin edeyim…
Öncelikle emeklilerden başlanması sadece toplumun nabzını kontrol amaçlı bir kesinti, ardından maaşların yarısının, devlete bağışlanması için, milli bir tansiyon oluşturulması, bu duygusal yapı içinde, bu kriz atlatılamadıysa, milli değerler uğruna, birer maaş bırakılması…
Bunlarda yetmedi, bankalardaki tasarrufların hazineye borç olarak devir işlemelerine başlanması ve ardından maaşların yüksek olması nedeniyle yarıya indirilmesi…
Bunlar kriz ortamında devletlerin olası baş vurdukları, doğal yöntemler olduğu için bunlardan kaçınılmaz olacak, işte bu yüzden Kılıçdaroğlu; “Yakında iktidarız” demesinin altında maalesef bu gerçekler yatmaktadır.
Bu iktidarın bu ekonomik krize rağmen ayakta durması ve iktidar olsa da muktedir olması mümkün görünmüyor…
Bu ülke gerçeklerini hiçbir milliyetçi ve vatansever korkudan dile getirmiyor, bakın iktidarın ortağı olan siyasi partiye, sanki milliyetçi değil, devletçi mübarek, halkını ve devletini gerçeklerini göreceğini gözünü kapatmış kulaklarını tıkamış!
Bu yüzden felaket görünüyor baktığımız ekonomik fallarda, ama bu gerçeği görmeyen gözler hala var ne yazıkki…
