Özellikle yeni memurluğa atanan ve içinde fazlası ile mağdur olan genç memur adayı kızlarımızın feryadını duymak lazım.
Fakülteyi bin bir eziyet ve işkence ile bitireni KPSS denilen eziyet sarmalından başarı ile çıkan ve tam ataması yapılmış, son mülakatta çok yüksek puanlarla giren, öğretmen adaylarının son dakika gol u yemesi gibi, son dakikada tüm umutlarının yok olması!
Bu Kız öğrencilerin ne kendileri ne de aileleri, Fethullahçı yapılanma ile yakından uzaktan ilgileri yoktur, birçoğunu ben yakinen tanıyorum.
Bu kız çocukları okul okudukları dönemde, devletin yeterli yurtları olmadığı gibi, güvenli yurt bulmak çok zordu.
Kız çocuğu fakülte kazanan aileleri bir telaş sarardı, kız çocuklarını nasıl güvenli bir yere yerleştireceklerdi diye…
Her yerde en temiz, en sağlıklı ve en güvenilir, özellikle kız çocukları için her türlü tehlikeden uzak, yurt ablaları tarafından korunan ve işletilen bu yurtlara erkek sinek bile yaklaştırılmamaktaydı!
İşte bu güvenli ve korunaklı ortama, her kız babası ve annesi gönül rahatlığı ile çocuğunu teslim ederdi, Sünni si, Alevi si, Kürt ü, Türk ü, Solcusu, sağcısı, herkes…
Bu gün o zavallı ve hiçbir şeyden haberi olmayan, hasbelkader ailesi tarafından oraya o güvenli bildikleri yurtlara yerleşen o kızlar, GBT soruşturması ile son dakika da kadro dışı bırakılmaktadırlar.
Hafta sonu bu şekilde mağdur olan yüzlerce kızdan biri ile gözyaşları içinde karşılaştım, onun gibi bende çaresizliğime ve iktidarın bu rezaletine isyan ettim.
Nereye gidebilirim, kime ulaşabilirim, kiminle bunu hal edebilirim, bir türlü işin içinden çıkamadım, bende o çocuk gibi çaresizlik içinde kıvrandım ve bir kez daha bu FETÖ senaryosunu yazıp oynayanlara lanet ettim.
Ben yıllardan beri şunu iddia ediyorum, bu öğrencilerin, bu iş adamlarının, bu memurların hiçbir suçu ve günahı yokken, birer terörist olarak, özgürlüklerinden, hayatlarından, işlerinden ve geleceklerinden koparıldılar…
Daha ilk günde kaleme aldığım makalemde dediğim gibi, bu işin içinde en büyük sorumlu olanlar yerli ve genel AKPli siyasetçilerdir.
Batman ve Batmanlılar güvendikleri devlet ve devlet adamları, hukuk ve hukuk adamları, siyaset ve siyaset adamlarını, bu cemaatin kucağında bulunca, onların önüne güvenli liman olarak bu cemaat sunulunca, çaresizlik içinde başka ne yapabilirlerdi ki…
Hemşerimiz bir maliye bakanı, hemşerilerini ziyarete gelirken, Fethullahçıların yurdunu ziyaret ederse ve tüm halkı ile bu yurtta görüşme randevuları verirse, ardından referans olarak, bu cemaatin il abesini gösterirse…
Misafir ve vatandaşları kabul ederken, sağ tarafında il abesi, sol tarafında onun iş adamları derneği başkanı, daha sonra il vali si, il emniyet müdürü ve diğer bürokratlar geliyorsa…
İşi olan, sorunu olan, makam ve kadro bekleyen, sıkıntıları için çare arayan kimin kapısına gider, kimsen yardım talep eder?
Zavallı öğrenciler, yoksulluk ve kimsesizlik içinde kimin yurduna ve kimin güvencesine ihtiyaç duyarlardı?
Halkı bu cemaat ve tarikatlara, bu örgüt ve partilere muhtaç eden devlet utansın, birde bu kapıya gidenleri mağdur eden devlete lanet olsun!
