Günümüz global dünya ekonomik yapısında, gelişmiş olan ülkeler, her türlü sanayi üretimini ellerinde bulundurmaya çalıştıkları gibi, çiftçilerinin ürünlerini de tek elden, dünya ya pazarlamaya çalışmaktadırlar…
Bu yüzden gelişmiş ülkeler iş ve istihdam, üretim ve tüketim alanlarında her türlü alanı diğer dünya ülkelerinin elinden almaktadırlar.
Gelişmemiş, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, üretim, sanayi ve istihdam alanında, dışa bağımlı ve kırılgan bir üretim ile gelecek için verimli olmayan alanlarda, kısır bir çalışma içindedirler.
Bu tür ülkelerde sağlıklı üretim ve sağlıklı tarım yapılmadığı gibi, sağlıklı bir istihdam alanı ve planlı bir işsizlik programı uygulamaları mümkün değildir.
Bizim gibi tamamen dışa bağımlı ülkelerde çok kırılgan ve çok riskli bir sanayi ve hizmet sektörü üretim alanı mevcuttur, dış baskılara ve dış rekabete karşı savunmasız bir ekonomik yapı.
Bu alanda istihdam sağlamak için, dünya ürünleri ile rekabete girmek için, pazarlama ve satış alanında en iyisi olmak için mücadele veren, yerli sanayici ve iş adamı, istihdam edecek eleman bulmakta maalesef zorlanıyor…
Eğitim kurumlarımız ve üniversitelerimiz boş, tembel ve asalak bir nesil yetiştirdikleri için, bu yerlerde bu genç işsiz nüfusun istihdam edilmesi çok güç.
Bu alanlarda, yani özel sektörde, gece gündüz çalışmak, her gün kendini yenilemek ve yeni bilgilere ulaşmak gerektiği için, bu alanlarda yeni genç işsizlerimiz maalesef iş aramıyor veya buralara baş vuramıyor…
Genç işsiz ve üniversite mezunu işsizlerimiz, en iyi ve en rahat istihdam alanı olarak, devlet daireleri ve ona bağlı kurum, kuruluşları tercih etmektedir.
Bu yüzden devlet kapısında çok fazla yığılma olduğu gibi, bu alanlarda işe girme her gün biraz daha zorlaştırılıyor, siyasi desteği veya arkası olmayan için adeta imkansız hale getiriliyor.
KPSS adı altında yapılan kamu personeli seçme ve yerleştirme sınavlarında, artık dershaneler, özel hocalar, hatta programlar bile çıkartıldı.
Bu sınavların amacı nitelikli insan gücü yetiştirmekten uzak, tamamen eleme ye yönelik ezberci ve tembel bir iş gücü oluşturmayı planlıyor.
İşi başında bulandıran hükümet ve saray yönetimi, saraya ve bakanlığa, aldırdığı kişilerden tutun, tüm kurum ve kuruluşlarda, bu sınavı baypas edecek yasadışı ve hukuksuz, bazı alımlarla, gençlerin iş umudunu ve çalışma azmini tamamen kırmıştır.
Devlet dairesindeki iş ve insan kaynakları ise hiçbir kurum ve kuruluşa yaramayan, tamamen masa başında ve üretime yönelik olmayan işler, sorumluluk ve bilinç gerektirmeyen…
Devlet dairesinde, ne olursan ol, her şeye rağmen, işin garantisi ve sürekliliği mevcut, bir de siyasi dayanağın varsa, yükselmen ve ilerlemen de çok rahat…
İşte bu yüzden tembel, uyuşuk ve işe yaramaz, kadroların tamamı devlet dairelerine yerleşmiş ve onlar bu devletin tüm işlerini sözde yönetiyorlar…
Devlet, ilerlemek, yükselmek ve çağdaşlaşmak istiyorsa, tıpkı özel sektör gibi davranarak, işe yaramaz ve deneyimi, çalışkanlığı yetersiz olanları bir daha işe almayarak, işe başlamalıdır.
Bu gün kurum ve kuruluşların hantallığı ve uyuşukluğundan, tüm kurumların işe yaramaz kadrolarından şikayet ediyorsak, devleti elinde bulunduran iradenin biran önce, yeni bir iş ve işe alma politikası geliştirmesi…
Tüm eğitim kurum ve kuruluşlarını özel ve devlet ihtiyacına göre tam disiplinle çalışmalarını sağlamalıdır.
Aksi halde ne işsizlerimiz iş bulabilir, ne işverenlerimiz sağlıklı insan gücüne sahip olabilir ne de devlet kadrolarına liyakatli kişiler başvurabilir.
İlerlemek kalkınmak ve istaihdam için eğitim şart.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
