İlimiz ta m bir ikilem içinde, nereden gelip nereye gidildiğini bilmeyen serseri ve dümeni kırılmış bir gemi gibi, oradan buraya savruluyor…
Futbol maçı karşılaşmalarının yapıldığı saatlerde, bu şehrin tam bir Liverpool gibi bir şehir olduğunu sanacaksınız, yani tam bir Avrupa şehri gibi…
Kafeler ve Kahveler hınca hınç heyecanlı ve ateşli seyircilerle dolup taşıyor, herkesin elinde bir bayrak, gol sesleri ile seyirci haykırışları yeri göğü inletiyor.
Birde derbi maçları olsa veya şampiyonluk maçları sonucu yollara fırlayan gençler ve trafiğe çıkan araçlar ile renk a renk havai fişekler ve flamalar…
Geçen hafta sonu, Funda Arar’ın konserinde, seyirci kitlesi ve katılımın olduğu büyük kitleye bakılacak olursa gerçekten Rio karnavalını aratmayacak bir kalabalık ve renler vardı…
Bu coşkulu ve bu heyecanlı, bu eğlenceli ve bu heyecanlı kitle hiçbir ülkede ve hiçbir gelişmiş ekonomilerde eşine benzerine rastlanmaz…
Bu kitlenin hiçbir zaman aklına açlık yoksulluk, işsizlik ve durgunluk gelmez sanırım, bu kitle ile hiçbir olumsuzluk akla gelmez…
Çünkü bu kitlenin benim tahminime göre yükselen enflasyonu, fırlayan doları, gelen zamları ve hayat pahalılığını düşüneceğini tahmin etmiyorum…
Bakın daha düne kadar kabul edilmeyen bir ekonomik krizi artık sarayın başı bile basın karşısında kabul ediyor ve bizleri zor günlerin beklediğini açıkça olmazsa da ima ediyor…
Peki bu kriz ortamında ve bu yoksullukta bu topluluğu bu kadar eğlendiren ve bu kadar coşturan akıl ve mantık ne olabilir?
Şimdi soruyorum yine biz ağlanacak halimize mi gülüp eğleniyoruz, yoksa çaresizlikten ne olursa olsun, anlamında hiç olmazsa bununla biraz kendimiz eğlendirelim mi?
Bu coşku ve bu heyecanın sonucunda, ortada her halükarda kötü bir ekonomik ve sosyal sonuç olduğunu bilmeyenimiz yok gibi…
Şimdiden iptal edilen kadrolar, iflas eden şirketler, piyasaya giyimden gıdaya yapılan zamlar, okullarda ki yoksulluk ve perişanlıklar…
Şu anda bile bir birini yemeye başlayan işsizler ordusunun mahalle aralarında oluşturdukları çeteler ve soygunlar ile verdikleri rahatsızlıklar…
Daha dün Doğal gaza yapılan yüzde 9 luk zam ve sadece sanayi için bu zammın yüzde 19 olduğu bu zammın ise doğrudan hayatın her alanında yeni zamların gelmesine neden olacağını bilmeyen var mı?
Tabi bu aşırı zamlar sonucu durma noktasına gelecek olan üretim ve işten çıkarmalar ile meydana gelecek yeni işsizler ordusu…
Biliyoruz ki sanayi deki enerji tamamen doğal gaza bağlı ve hatta elektrik üretiminin de birçok santralleri doğal gaz ile çevrilmektedir.
Bu her ay peş peşe gelen yüzde 30 a yakın zamlar ve haliyle enflasyon sonucu, yılsonunda yüzde yüzü geçmesi bekleyen enflasyon ile ne mal üretilebilir ne de işçi çalıştırılabilir…
Bu sonuca göre yine, ekonominin diğer çarkları da durma noktasına gelecektir, çiftçi ürün, sanayici mal üretemeyecek, ürettiğini ise satamayacaktır, çünkü alıcı bulamayacak.
İşte bu kara tablo karşısında bu Batmanlıların eğlence ve coşkusu, vurdumduymazlık ve heyecanları, onların mutluluğundan mı? Yoksa can sıkıntısından mı?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
