USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

HARF DEĞİL KÜLTÜR DEVRİMİ…

31-10-2019

Bu gün Türkiye cumhuriyetinin kuruluşunu gerçekleştirenlerin kültür değişimi amacıyla gerçekleştirdikleri Harf devriminin yıldönümü…
O gün yani bundan yüz yıl önce 100 yıllık bir kültürel ve edebiyat birikimi olan Osmanlının siyasi, kültürel ve tarihinin ortadan kaldırılması olarak bilinen bu son karar ile…
Osmanlı ve Osmanlı kültüründen çıkarak, hem inanç  hem de yaşam standartlarında farklı bir dünya ve farklı boyutlara taşınma anlamına gelen bu devrim…
Bir ulusun, ümmetçilikten çıkarak, ulusalcı bir kimlikle, sadece bir milletin olduğu mikro düzeyde bir milliyetçilik anlamına gelen, yapıyı benimsemek oldu.
Tamamen toplum mühendisliği  olarak nitelendirilen yeni cumhuriyetin temeli atılırken, geçmiş ile tüm bağların kesilmesi, hedeflenmiştir.
Yeryüzünden bir benzeri olmayan, böyle bir toplum ve kültür yapısı ile, tabiri caiz ise yeniden doğan bir ulus meydana getirildi.
Hala bu sistemin sancılarını çeken, bu toplum bir türlü bir yön belirleyememektedir. Bu yüzden Doğu ile bağlarını koparmayı başaramamış, Batı ile entegre olmaya zorlanan, ortada bir toplum yapısı…
Hangi tarafa çeken gidebilen, ama hiçbir taraf yaramayan bir acayip, dünya devleti ve ulus yapısı oluşturulmuştur.
Harf devrimi ile birlikte, bağlarını Arap dünyasından çok İslam kültüründen koparan bu toplum, inançsız olmadığı gibi, dini tanımakta da zorlanan bir toplum odu…
Örneğin tüm Arapça harfler gibi Kuran da kutsal harfler ve kitaplar arasına girerek, arşivlere ve yastık altlarında çürümeye terk edildi.
Toplum sadece bir şeyler öğrenmek için kullandığı Latin harfleri ile dünya ya entegre olmaktan çok uzaklaştı, bilim ve gelişme dili olan Arap ve İngiliz dilini tamamen unutup yabancı kalan toplum Türkçe ile sadece kendini anlayan bir toplum…
Kendini anlayan ama kimseye anlatamayan ve kimseyi anlamayan bir toplum olduk, bu yüzden tüm Dünya tarafından dışlanmaya ve tanınmamaya başlandık.
Konu ile ilgili bazı eleştirmenler ise:
“Asıl maksat İslam’dan kopmaktı
Harf İnkılabı’nın okuma-yazma kolaylaşsın diye yapılmadığını bizzat zamanın Başbakanı İsmet İnönü hatıralarında yazar. Aynen şunu:
“Harf İnkılabı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. (…) Harf İnkılabının bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. (Harf İnkılabını yapınca) İster istemez Arap kültüründen koptuk.”
İnönü 9 Ağustos 1953 tarihli Dünya gazetesinde bu fikrini şöyle açmıştır:
“Yeni harfler Cumhuriyetin Garp medeniyeti cemiyetini kabul etmesinde de başlıca dayancı olmuştur. Yeni harfler Türk milletini bir kültür aleminden başka bir kültür alemine nakletmiştir. Eski harfler Arap (siz bunu ‘İslam’ anlayın) kültür ve medeniyetinin sembolü, ifadesi ve istila vasıtası idi. Yeni harflerle kazandığımız en mühim bir netice Ortaçağdan çıkıp 20. asrın medeni cemiyetine girmemizin en tesirli vasıtasını elde etmiş olmamızdır. Hiç tereddüt etmeden söylemeliyiz: Türk inkılaplarının en ehemmiyetlisi yeni Türk harflerinin kabulüdür.”
Harf İnkılabı’nın İnönü’nün ‘Arap’ dediği ‘İslam’ kültüründen, medeniyetinden, sözde Ortaçağından kopmayı kolaylaştırmayı hedeflediğinin bu hilafsız itirafı karşısında başka söze hacet yoksa da İbrahim Necmi Dilmen’in 1934 Cumhuriyet Almanağı’ndaki şu satırları da asıl maksadı bir ayna gibi aksettirmektedir:
“Harf inkılabı, Türk millî bünyesinin içine karıştırılmış olan Şark ve İslâm varlıklarının bağını kırmıştır. Arap harflerinin kelimeyi klişeleştiren, fakat okumayı güçleştiren yazı şekli ortadan kalkarken bütün bir zihniyetin de iflâsı ilan edilmiştir. Latin kökünden gelen yeni Türk harfleriyle Türk milleti, bütün dünyaya kendisinin Avrupalı medeniyeti benimsemiş bir Avrupa milleti, bir ileri millet olduğunu inkâr edilemez bir delil ile göstermiş oldu.”
Olumlu mu, olumsuz mu? Sorusu için yeniden bu devrimin tam anlamıyla ele alınması gerekir.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?