İstanbul seçimleri ile birlikte, tüm ülkede adeta bir seçim havası içine girdiği, beklenti ve belirsizliğinin içine girmiştir.
Öncelikle tüm ülkede baş gösteren bir rahatsızlığı, tüm kesimlerin gösterdiği tepkiyi, bizler Türkiye nin öbür ucundan, yaşamaktayız.
Bu gün İstanbul seçimleri ile hem siyasi, hem ekonomik, hem de sosyal açıdan tüm hayatımız iki ay ertelenerek, önemli kararların tamamı rafa kaldırılmıştır.
Yatırımcı yatırımını yarıda bırakmak, proje yapan projesini askıya almak, ticaret yapan ise parasını dolar veya faizde bırakmak zorunda kalmıştır.
İş alanları daralmış, üretim durmuş, istihdam gerilemiş ve kısacası her şey yeniden ertelenerek, tüm kararlar ve tüm işler ve görüşler iki ay öteye…
Ahmet Davutoğlu, kuracağı yeni partisinin açık ilanını bile İstanbul seçimleri sonrasına erteleyerek, bu çalışmaları seçim sonrasına bırakma kararı aldı…
Dolar her gün yükselerek, iki ay içinde beklenen 7 lira seviyesine çıkmayı iki ay sonrasına bıraktı, iş adamları olası enflasyon ve devalüasyon beklentileri içine girdiler…
İki ay içinde yüzde otuz bir enflasyon ve yüzde otuz bir zam furyası beklenmektedir, bazı sanatçılar ise “Her şey güzel olacak” sloganı ile ileriyi güzel göstermeye çalışıyorlar…
Oysa iki ay sonra İstanbul seçimlerini CHP alsa bile her şeyin çok güzel olacağını nasıl iddia edebiliriz, kim bu ekonomik şartlarda daha güzel bir şey bekleyebilir.
Yargımız mı daha güzel olacak, demokrasimiz mi daha güzel yoksa ekonomimiz mi daha güzel olacak, seçimleri CHP kazansa bile hiçbir şey bu gün ki kadar güzel olamayacak.
Seçimi ya iktidar partisi kazanacak, veya her şey berbat olacak, iktidar bu sloganla seçime gidiyorsa, maalesef bu ülkede hiçbir şey güzel olmayacak…
En azından ben her şeyin güzel olacağına inanmıyorum, iktidar kaybederse, bu ülke kaybeder, iktidar kazanırsa, yine ülke karanlığa gider…
Yani her iki sonuca göre de, bizim için güzel bir şey olmayacak, iki ay sonra her şey daha pahalı, her yer daha karanlık ve her kes daha huzursuz olacak.
İşte biz böyle ilginç bir ülkede yaşıyoruz, iktidar da, muhalefette kazanırsa bu halk zararlı çıkacak ve bu halk kaybedecek.
O zaman bu seçimlere ne gerek var, adına demokrasi dediğimiz bu oyunu oynamaya ve bu kadar belirsizlik yaşamaya ne gerek var.
Versinler kararlarını alsınlar, istediklerini, kim ne derse desin, kime ne oluyorsa olsun, hiç kimseye ve hiçbir demokrasi oyununa gerek yok.
Gelin hep beraber bu fiili duruma rıza gösterelim ve nasıl olsa başımıza gelenleri bizim elimizle değiştirme gibi bir irademiz yok, o halde boyun bükelim.
Bu halk duyarsız, bu halk tepkisiz ve bu halk güdüldükçe maalesef biz bu siyasi oyunlara her zaman geleceğiz, siyasiler hem hayatımızı, hem de geleceğimizi kararttılar..
Biz iki ay sonra ertelenen kaos ortamının bu günden hesabını yapalım ve ona göre davranalım, biz geleceğimizi karanlık, ertelene n iki ay için ise umutsuz.
Bizler seçimden çıkarak, yenisine girerken maalesef demokrasi senaryolarına alet olmaktayız, oysa demokrasiden önce hukuk, hukuktan önce de bize adalet lazım.
İş adamları konuşuyor, onlara haddinizi bilin cevabı veriliyor, sanatçılar konuşuyor, tehdit ediliyorlar, halk ise tüm bunlara seyirci, çünkü bu halkın kimseye güveni kalmamış.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
