Her şey yolunda mı? Sorusunun cevabı, bu şartlarda tabi ki her şey yolunda olacak, nedeni ise başka yol yok, alternatif yok!
Bu gün iktidarın yaptıkları, yönetişim şekli ve uygulamaları, halkın büyük bir kesimi tarafından rıza gösterilerek, boyun eğilerek, kabul ediliyor!
Halk peşine takılacağı bir lideri, organize olmuş bir siyasi gücü ve onu doğru yola çıkaracak, öncüleri olmadığı zaman, çaresiz kaderine razı oluyor!
Bakın seçimlerden sonra başlayan zam furyasına, adaletsiz ve yasa dışı olan vergilere, savurganlığın dibine vuran saray harcamalarına, kimse sesini çıkarabiliyor mu?
Ekonomik koşulların çok zorlaştığı bir ortamda, emeklilere atılan büyük kazıkta, pazarda her şeyin el yaktığı fiyatlarda, halkın sesini çıkardığı görüldü mü?
Domates den tutun, bibere, salatalığa, soğan ve patatese kadar yüzde iki yüz zamlanmasına rağmen, kimin haddine, haddi olanın ise sesi çıkmıyor, sesi kesilmiş olan bir basın bile yok!
Son seçimlerden sonra anladığımız kadarı ile muhalefet yapacak ve halkın yanında yer alacak bir TV kanalı ve gazete bile yokmuş!
YKS Sonuçları açıklandı, okullar açılmak üzere, veliler ve öğrenciler okul hazırlığı içinde, sonuçta bu alanda yapılan adaletsizlikler ve hukuksuzlukları kime şikayet edeceğiz?
İktidarın birer memuru olan ve başında bulundukları kurumları birer çiftliğe çevireni her türlü yanlışa rağmen, Cuma namazına giden kurum müdürlerini, iktidara şikayet edebilir miyiz?
Mümkün değil, yaklaşık on yıldan beri ilimize gönderilen sözde bir milli eğitim müdürü, iktidarın torpillisi ve amcasının kuzusu, eğitim öğretimin içine etti, umurunda mı?
Güya sözde bu memleketin çocuğu, ama halkının adamı değil, iktidarın yalakası ve torpillisi olduğu için, özgüven taban yapmış, ondan şikayet edenlere ise, ben istemeden kimse beni alamaz havasını atarak, milli eğitim kurumunu çiftliğe çevirmiş!
Kim hesap sorabilir, kim şikayet edebilir? Hiç kimse dedim ya her şey yolunda, ama iktidarın ve sarayın yolunda.
Peki, bu yol doğru yol mu? Olmadığı ortada, ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitim şartları ve sonucu ortada, kimin umurunda.
Bakın diğer kurumlara, sendika ağaları tarafından kadrola sılan ve sadece kıldığı namaz ile yönetişim kalitesi ölçülen bir sistemde, liyakatli idareci bulmak mümkün mü?
Hukuk alanına bakalım, bir adaletsizlik ve bir hak çiğnenme olduğu zaman, bu hakkını arayacağın bir merci veya bunu kovalayacak bir muhalefet var mı?
Parası olmayanın hakkı ve hak araması bile mümkün değil, hele birde siyasi bağlantısı yoksa hakkına kavuşması hiç mümkün değil.
Bu yüzden kimseden hiçbir ses çıkmıyor, çıkan cılız sesler ise susturulmaya çalışılıyor, susmazsa, cezaevi onlar için son durak oluyor!
Bu gün cezaevlerinde haksız yere yatan ve haksızlıkla içeri atılan masumlar kadar hükümlü hiçbir zaman olmamıştır.
Cezaevleri maalesef, sesini çıkaran, hak arayan, haksızlığa karşı çıkan ve iktidarın yanlışlarını haykıran kimsesiz ve sahipsizlerle dolu!
