Bu gün 4 Şubat dünya kanserle mücadele günü, bu günün anlam ve önemi üzerine, Kanser ile ilgili bazı araştırmalar yaptım.
Bu araştırmalarım sonucu uzmanların tespitlerine göre, kanser hastalığında en büyük etken sigara olduğu ortaya çıkıyor.
Bizleri çok korktuğu elektrik ve elektron ışınlarının ise zararlı olmadığı ortaya çıkıyor, bu yüzden bir çok bilgimizi değiştirmemiz gerekiyor veya yenilememiz gerekiyor.
Bu hastalığın yayılma oranı bile tahmin ettiğimiz gibi çok yüksek düzeyde olmadığı tespit edilmiştir, özellikle diğer hastalıklara göre Kanser en masum hastalık gibi duruyor.
Bir kez daha vurgulamak isterim özellikle mide Kanseri için, turşu ve asitli yiyeceklerden uzak duralım, spor yaparak, beslenmemizi kontrol altına aldıktan sonra sigarayı hiç kullanmayalım.
Şimdide uzmanların bilimsel tespitlerine bir göz atalım.
“Kanser, insanlığın en eski hastalıklarından biridir. Bir hücrenin kontrolsüz çoğalması ile başlar. Büyüdükçe tarlaya saçılan tohum gibi başka organlarda sıçrar, buralarda yeni koloniler oluşturarak doku ve organ fonksiyonunu bozar. Bu büyüme durdurulamazsa canlının ölümüne sebep olur. 200’ün üzerinde çeşidi vardır. Her bir canlı doku, kanser olabilir. Kanserin oluşması için, hücrenin beyni sayılan DNA’sındaki bazı özel bölgelerinin hasarlanması gerekir. Hücrenin ne zaman çoğalacağına veya çoğalmanın ne zaman duracağına karar veren mekanizmalar bozulursa, hücrenin istenmeyen kanserleşme süreci başlamış demektir” diyen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Metin Güden kanser ile ilgili merak edilenleri anlattı.”
Yapılan tespitlere göre hücrelerdeki bozulmalar sonucu bu dengesizlikler ortaya çıkmakta ve hücre mekanizmasının bozulması ile birlikte, çeşitli organların fonksiyonlarının bozulduğu ortaya çıkmaktadır.
Şimdi gelelim bu hücre sistemini yani DNA yı bozan en önemli faktör nedir? Bu sorunun cevabı ise yüzde 70 Sigara olduğunu söylüyor uzmanımız.
“İnsanlar Sigara İçmemiş Olsaydı Kanser Görülme Oranı Yüzde 70 Azalacaktı”
“Kanserleşme sürecinde sistem, kendiliğinden bozulabildiği gibi çoğu zaman dış faktörlerden de etkilenir. Bunların başında sigara gelir. Günümüzde yüz kanserin yetmişinden sigara sorumludur. İnsanlar sigara içmemiş olsaydı, kanser görülme oranı yüzde 70 azalacaktı. Kansere etki eden diğer faktörler ise; iyonize yeteneği olan yüksek enerjili ışınlar, enfeksiyonlar, kimyasallar, beslenme, kilo, hormonal yapılardır.”
Dikkat edilecek olursa özellikle Kadınlar arasında son yıllarda yaygınlaşan sigara ile birlikte, maalesef Kadınlarda bu hastalığın yayılma oranı yükselmektedir.”
Kanserin artış oranında da yanıldığımız gösteriyor, uzmanımız, sanıldığı gibi çok fazla artış olmadığını söylüyor.
“Bu bilgiler ışığında 40 yılda yaklaşık kanser görülme oranı yüzde 10 artmıştır. Yani bu son kırk yıl içerisinde çok ciddi sanayileşme olmasına ve kimyasalların insanların yaşamına girmesine rağmen aynı oranda kanser görülmesinde artma olmamıştır. Ancak medikal teknolojinin ve bilgi birikiminin az olduğu ülkelerde kanser hastalarının tedavi başarı oranları düşük olduğundan, hastalar erken hayatlarını kaybetmektedirler. Türkiye’de ise tanı ve tedavide başarı oranı arttığından farkındalık da artmıştır ama sanki kanser hastalığı artıyormuş gibi bir algı oluşmaktadır.”
Kansere neden olduğuna inandığımız birçok elektronik cihazlarında bu etkisinin olamadığını iddia ediyor...
“Bu bilgiler ışığında günümüzde düşük enerjili iyonize olmayan ışınımların kanser yaptığını iddia eden ciddi bilimsel kanıt yoktur. Diğer bir deyişle MR cihazları, Enerji hatları, radar dalgaları, AM, FM radyo sinyalleri, TV yayınları, mikrodalgalar, cep telefonları ve uydu yayınları ve ısıtıcı lambaların kanser yaptığına dair ciddi bilimsel kanıt yoktur.”
“‘Tuz’ Kansere Neden Olmaz, Kaynağı Belli Olmayanlar Hariç Raf Ömrünü Uzatan Kimyasallar Kanser Yapmaz.”
Bu şekilde Kanser hastalığı ve nedenleri ile etkileri konusunda doğru bildiğimiz birçok yanlışımızı öğrenmiş olduk.
Kansersiz, özellikle sigarasız bir yaşam geçirmeniz dileği ile…
