Çin’den çıkan tüm dünya ya yayılan Korona virüsü sadece can almakla kalmıyor, mal ve ticarete de büyük öldürücü darbeler indirmeye devam ediyor!.
Dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve dünyanın en büyük mal tedarikçisi olan Çin piyasası, gıdadan tutun, giyime ve inşaattan Kozmetiğe kadar her türlü ürünü etkileyecek!
Özellikle İnşaat ve Tekstil alanında gelişmeye başlayan ilimizde, bu sektörlerin korona virüsünün etkisi ile yakın bir zamanda ya çok büyük zamlarla veya kapanma ile karşı karşıya geleceği tahmin ediliyor!
Dün ülkemizin doğusunda bulunan Van ilinde bu virüs için alarma geçildiği haberleri alınması ile birlikte, virüsün bizde de can almaya başlayacağı endişeleri büyümüştür.
Bu virüsün kaos mu, fırsat mı yaratacağı daha tam olarak bilinmiyor, ama bir çok fırsatların bu tür kriz ortamlarında yakalandığı da bir gerçek!
Örneğin tekstil alanında, ucuz iplik, ucuz kumaş ve ucuz hazır giyim alanında rakipsiz olan Çin piyasasından mal akışının durması halinde, öncelikle dünya piyasalarının ülkemize yönelmeleri söz konusu olabilir, bu yönelme ile pahalıya mal ettiğimiz bu girdilerle bizim rekabet etme şansımız olmaz…
Ama bu arada ucuz iş gücü temini ile örneğin Suriyeli ve diğer sığınmacıların iş gücünden istifade etme şansı yakalanırsa, bu sektörde dünya ile rekabet etme şansımız artabilir!
Bunun için iyi bir planlama ve zamanlama gerekmektedir, bu Korona virüsü daha fazla yayılmadan, bu alanda çalışma başlatılmalıdır..
Bu kriz fırsata çevrilmediği takdirde bu fırsatı kaçırdığımız zaman, bu sektörde kriz ve iş yeri kapatmalara gidilebileceği riskini göz ardı etmemeliyiz…
Kısa süre içinde sektörün ileri gelen firmaları bu planlamayı yapmalı ve kriz ortamını fırsata çevirmelidirler…
Bunun yanında inşaat alanında Çin piyasasına bağımlı olduğumuz bir çok alan olduğu söyleniyor, Çin mermeri, Çin seramikleri ve Çin sıhhi tesisatlarının ithalat imkanı kalmaması halinde bu malları üreten firmalara gün doğacağı gibi, bunu iyi değerlendirmeleri halinde, fırsata çevirecekleri bir gerçek…
Şu anda inşaat sektörünün durgunluk zamanı olmasına rağmen bu tür girdilerde yerli ve ucuz sanayi ye yönelmemiz halinde tam bir fırsat olacaktır.
Bu konu ile ilgili İstanbul Ticaret Odası yetkilileri bir araştırma yapmışlar bile bu konudaki endişeleri şöyle sıralayabiliriz…
“Türkiye açısından riskleri ve fırsatları tartışılan koronavirüsün ilk etkileri kayıp yönünde oldu. Maden ihracatçıları, son 20 günde Çin’e 1 kilo bile doğal taş gönderemedi. Geçen yıl canlanan kayısı ihracatı durdu.
Tekstil ve kimya ihracatçıları virüsün etkisiyle Çin’in karşılayamadığı talebin kendi siparişlerini artırması, bunun yıl sonu toplamını artırma olasılığını da sevinçle karşılıyor. Tarım ve maden gibi diğer sektörler ise virüsün ekonomik tahribatı tam olarak kesinleşmemesine rağmen kayıplar vermeye başladı. Malatya Ticaret Borsası’na göre, geçen yıl Çin’e yapılan kayısı ihracatı 3 bin 200 ton iken bu yıl durdu. En büyük ihracat pazarı Çin olan maden sektörü ise bu ülkeye son 20 günde bir kilo bile doğal taş gönderemedi. Bu alanda en fazla ihracat yapan Ege Bölgesi’nden şubatta Çin’e yapılan ihracat yüzde 54.5 küçüldü. Turizmde ise en az 30 bin rezervasyon iptal edildi.
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz, “Salgın tehdidinin uzaması halinde Çin’den hammadde ve ara malı tedarik eden ülkelerde üretim olumsuz etkilenebilir. Yerli hammadde üretiminin ne kadar stratejik öneme sahip olduğu görüyoruz” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ise “Son 5-6 yıldır belli bir rakam sarmalının dışına çıkmakta zorlanıyoruz. Brexit ve ticaret savaşlarının etkisini iyi okuyarak yeni projelerle bu rakamları daha yukarı çıkaracak faaliyetler içinde olmalıyız” diye konuştu.”
