Corona virüsü tüm dünya da çok hızlı yayılmasını sürdürürken, dünya ülkeleri vatandaşlarının bu virüsten korunmaları için, kaybettikleri iş gücü ve kaynaklarını garanti altına almak için çeşitli önlemler almaya devam ediyorlar…
Almanya, Amerika ve İtalya gibi ülkeler gayrisafi hasılanın yüzde 10 una yakın bütçeyi bu kriz için onayladı bile…
Bizim gibi az gelişmiş ülkeler bile çok büyük bütçeler ayırırken, maalesef bizde iş tam tersine dönmekte ve devlet vatandaştan faydalanmaya onun kaynaklarını kendi çıkarına kullanmaya çalışıyor!
Her kesim sözde 100 milyon dolarlık bütçenin neresinden nasıl faydalanacağını bir türlü anlayamıyor, anlayanlar ise bundan kaçınmaya çalışıyorlar!
Bakın ilk günde bu ekonomi kalkanından çıkan “Kısa çalışma ödeneği” tam bir muamma ve tam bir belirsizlikler yumağı…
Her tarafı mayınlar ve tuzaklar ile sarılmış bir canlı bomda gibi, ne zaman, nasıl patlayacağı ve kimin elinde patlayacağı belli değil…
İş Kur sistemi üzerinden verilecek olan bu başvurular önce elden verilecek denildi, ardından, e posta yolu ile yazılım ve altyapıları yeterli olmayan kurum müdürlüklerinin sistemleri çöktü ve sorunlar böylece başladı.
Vatandaşa bu konu çok farklı anlatıldığı için işveren de işçi de bunu bir kurtuluş gibi görüyor, oysa bu tam bir zarar ve iki tarafı da memnun etmeyecek, ileride devlete çok yüklü cezalar ile dönecek bir madde…
Birincisi bu işten mücbir sebeple kapanan iş yerleri faydalanabilecek, bu listede yer almayan iş yerleri faydalansa bile ceza ile geri alınacak.
İkincisi bu ödenekten yararlanan işçi, ileride faydalanmak isteyeceği işsizlik maaşından yararlanamayacak!
Üçüncüsü bu ödenekten yararlanmak isteyenlerin, bu süre zarfında iş yerlerinde hiçbir fatura veya pos cihazı ile satış yapamayacaklar…
Dördüncüsü Bu ödeneğin nasıl ve ne zaman alınacağı da meçhul, şayet fonda para varsa ve müfettişler bu konuda olumlu rapor verirlerse!
Başka bir konuya gelelim, esnafın ve iş adamının, vatandaşın kredi borçlarının ertelenmesi olayına gelelim, bu da tam bir tuzak ve bankalar için yeni bir fırsat kapısı…
Vatandaş konut kredisini ertelemeye gidince ona şöyle bir sözleşme imzalatılıyor, üç ay sonra bu krediyi diğer kredi taksitlerine eklenerek ve faizi ile deme şartı!
Kredi ertelemeye giden iş adamına da yine bu kredinin ertelenmesi için, bir sürü engel çıkartılarak, bir çok bahane ile bunu ertelememe yoluna gidiyorlar, erteleyene ise çok yüksek faiz hesabı ile faturalarını şişiriyorlar!
İşçi çıkışlarını önleme tedbiri alan ve bu konuda uyarıda bulunan devlet elini taşın altına koymadan, iş adamının cebinden prim ve maaş ödemesini şart koşuyor, yani işçi ile işveren baş başa bırakılıyor!
Gelelim tanı KİT i ile bu virüsü tanımaya çalışan vatandaş sorunlarına, maalesef bu konuda da devlet sınıfta kaldı, Diyarbakır bölge de bile tanı KİT i bulamayan sağlık sektörü, şüphelilerin kanını taaa Ankara ya göndermek ve haftalarca beklemek zorunda kalıyor!
Çin den gelen tanı KİT lerini kullanmayan bilim kurulu bu konuda alternatif te bulamıyor ve halkı kaderi ile baş başa bırakırken, onları içeri yıkayarak, açlıktan öldürmeye çalışıyor!
