USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KÜRTÇE ROMAN “BEND”

31-05-2018

Bu size okuduğum romanlardan farklı bir roman türünden söz edeceğim, tamamen Kürtçe ve tamamen Kürt kültürü üzerine yazılmış bir roman… Bend romanın yazarı Newaf Miro hem modern ve akademik Kürtçe si ile hem de, romanda değindiği, sosyal ve kültürel derinlikteki konusu ile çok farklı bir roman a imza atmış. Öncelikle bu güzel romanı kaleme aldığı için ve bu güzel dili çok güzel kullandığı için kendisini tebrik ediyorum. Roman da geri kalmış ve yoksul bir Kürt köyün de yaşayan ilk öğrenimini bu köyün Türk okulunda dayak yiyerek ve hakaretler içinde bitiren, bir Kürt gencinin, trajikomik hayat hikayesi… Memo, aynı zamanda okulda Mehmet olarak değişen ve hayatının her aşamasında, değişik kültür ve inanç ile karşılaşan şaşkın bir Kürt ailesi… Aile reisinin Almanya ya işçi olarak gitmesi ile ailesinin yanına alması üzerine başlayan hayat hikayeleri, bir çok gurbetçi ailenin içinde olduğu dramı açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Kürt kimliğinden sıyrılarak, medeni bir ülke kimliğine bürünmek için çabalayan aile reisi Huso, Kürt kimliğinden çıkmak ve ailesini bu kimlikten kurtarmak için kendi çabası ile verdiği mücadele… Ardından dindar bir aile olmaları için çocuklarını, dayak zoru ile terbiye etmeye çalışan Huso, eşinin kültürler arası gitgellere uyumu için, yaptığı işkenceler… Kürt kültürü, Türk yaşam tarzı ve Alman medeniyeti arasında sıkışan aile ve ailenin fertlerinin, yalnızlığı, çaresizliği, kin ve öfkesi ile sonunda parçalanan ve yok olan gencecik hayatlar… Tabi bu romanı Kürt dili ve edebiyatının o ince dokunuşları ile okumanın zevki bambaşkadır. Hem akıcı bir dil, hem de birçok bilmediğimiz yeni sözcüğü içinde barındırması, bence Kürt kültürüne ve diline büyük bir katkı sağlamıştır. Roman çok ince yani 181 sayfadan ibaret olmasına rağmen çok büyük bir hazine olarak değerlendirmekteyim, dile ve kültüre olan katkısından dolayı… Romanın kahramanı Memo, her türlü sıkıntı ve çilesine rağmen, sonunda akarsuyun yolunu bulması gibi, Alman kültürü ile yaşamaya ve bu kültürü özümsemeye başlaması ile… Duru ve sakin bir hayata geçmeyi başarıyor, ancak bunu başaramayan, kardeşi Heso ve babası Hüso maalesef bu çok kültürlülük yaşamında bir türlü oturtamadıkları inançları ile başları belaya girer ve toplumun dışına itilirler. Kardeş Heso kardeş katili olarak ceza evine girer, baba Huso ise çok güvendiği ve yamandığı Türk derneğinden kovularak, kahvelerine bile alınmaz… En sonunda ibadetini yerine getirmesi için Allah a en yakın olduğu camiden bile kovulur… Bu romanın gerçekleri ise her nerede ve hangi kültürden olursanız olun, kültürünüzü ve inancınız bilerek yaşamasını bilin… Taklit, sığıntı, şirin görünerek, hiçbir dil ve kültür sizi kabul etmez, bu yüzden ne olursanız olun kendi Kültürünüzü ve inancınız yaşamanız daha sağlıklı olacaktır… Ben bu romandan çok şey kazandım, sizlerinde okuyup iyi şeyler kazanacağınıza inanıyorum

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?