Vatandaşın Zorunlu Harcamaları ve Bütçe Sınırlamaları
Bölüm: 3
Caydırıcılık, ekonomik kapasiteyle doğrudan bağlantılıdır.
Bugün birçok vatandaşın araç sahibi olmasının nedeni, zorunlu işleri için araca ihtiyaç duymasıdır.
İşe gitmek, okula ulaşmak, sağlık hizmetlerinden faydalanmak veya günlük yaşamın temel ihtiyaçlarını karşılamak için araç kullanmak zorunludur. Yüksek cezalar, bu zorunlulukları ortadan kaldırmaz; sadece vatandaşın yükünü artırır.
Örneğin, yakıt fiyatları yükseldiğinde, bazı vatandaşlar araç kullanımını kısıtlayarak zorunlu harcamalarını dengelemeye çalışır.
Araç sahibi olmanın maliyeti, yakıt, vergi, kasko, trafik sigortası ve bakım gibi kalemlerle zaten ağırdır. Bu durumda cezalarda yapılacak artış, günlük yaşamı zorlaştırmaktan başka bir etki yaratmaz.
Caydırıcılığın etkin olabilmesi için, devletin yalnızca ceza artırmak yerine, vatandaşın ekonomik ve sosyal koşullarını göz önünde bulundurması gerekir. Uygulamalar, araç kullanımını tamamen engellemek yerine, güvenli davranışı ödüllendirecek, alternatif ulaşım çözümleri sunacak ve farkındalığı artıracak şekilde tasarlanmalıdır.
Böylece hem bireyler hem de toplum, cezalarla değil, bilinçli seçimlerle korunmuş olur. Kısa
yorum: Yüksek cezalar zorunlu kullanımda sınırlı etki gösterir. Vatandaşın ekonomik gerçekleri, zorunlu harcamaları ve günlük yaşamı dikkate alınmadan caydırıcılık sağlanamaz.
Trafik güvenliği, ceza tekniğinin ötesinde, bütüncül bir yaklaşım gerektirir.
