Geçen gün gazetemizi ziyaret eden bir gurup siyasetçi “Onur Hareketi” olduklarını açıklayınca doğrusu dikkatimi çekti…
Bu hareketi başlatanların ise eski DP yöneticileri olmaları ve yeniden ülkeye, Demokrasi, hukuk ve onur un hakim olması için genel bir siyasi çalışma başlattıklarını, iddia ediyorlardı…
Son yıllarda özellikle AK parti iktidarları süresince tüm milli ve dini siyasetlerin iflas ettiğini, gün geçtikçe Kemalizm e ve Atatürk e sempatinin arttığını…
Bu yüzden Erdoğan şirket- devlet yönetim tarzından yeniden, demokratik cumhuriyete dönüş için çalışma başlattıklarını iddia ediyorlardı…
Bu çok güzel ve çok iddialı bir çıkış olduğu şüphe götürmez, bir gerçek olduğu ortada, ancak benim görüşüme göre geç kalınmış ve zamansız bir hareket…
Öncelikle sistemi ve iktidarı iyi tanıyıp iyi tahlil etmedikleri bir gerçek, bu yüzden zamansız ve vizyonsuz bir çıkış olarak görülmektedir…
Bu gün Türkiye nin, Atatürk Türkiye si nin geldiği nokta Kemalizm in son aşaması olduğunu hala kavrayamadıkları kanaatindeyim.
Çünkü bu gün iktidarı elinde tutan ve bu iktidarı ile sistemi güvence altına alan en büyük siyasi hareketin AK parti siyaseti olduğuna inanıyorum…
Bu gün Kemalizm ve Atatürk altın çağını yaşıyorsa, bunu Erdoğan ve ekibine borçludur. Onur hareketi nin sözünü ettiği Din siyasetinin iflas etmesi, onların din anlayışının sonucudur!...
Yıllar önce Kemalizm in dindarları yetiştirmesi ve din siyaseti ile inançlı kesimi kontrol altına laması için, sistemin projesi olarak açılan İmam Hatip liselerinden…
Bu gün Dini ortadan kaldırmak ve sistemi dindarların düşmanca saldırısından kurtarmak için, mezun ettiği Laik Dinardalar veya Kemalist dindarlar bu gün, Ak parti siyaseti içinde sisteme hakim vaziyette.
Bu gün kimse bu sistem ve bu devlet kafir veya tağut diyemiyor. Diyemez çünkü Namaz kılan ve Kuran okuyan bir Cumhurbaşkanı ile yönetiliyor Kemalizm devlet yapısı…
Bu gün altın çağını yaşıyor Kemalizm devlet yapısı ve mevcut sistem, bu yüzden kimsenin artık eleştiremediği ve inançlı kesimin saldırı yapmadığı bir sistem haline getirildi…
Bu dindarlar ve inançlı kesimin sürekli saldırısına maruz kalan, Kemalizm artık sistemin ve dindarların beraber yönettiği ve yönetildiği bir ülke haline geldi…
Bence bu durum her ik taraftan ziyade, bir tarafın yararına ve çıkarına olmuştur. Kemalizm artık içerde düşmanlarla uğraşmaktan kurtulmuş, dış düşman arayışına başlamıştır…
Sitemin yaşaması ve devamlılığı için mutlaka bir düşmana ihtiyaç duyan sistem şimdilerde, yani son yıllarda adına dış düşman dediği suni bazı düşmanlar oluşturmuştur…
Örneğin Orta doğuda İsrail düşmanlığı ki tamamen suni bir düşman olduğu herkes tarafından kabul ediliyor.
Bunun la yetinmeyen Kemalizm in dindar bekçileri bu aralar, en büyük güç ile arasını suni olaylarla açarak, kamuoyu nezdinde, milli bir mücadele veriyor görünümüne girerek…
Milli ve yerli politikalar üretme çabasındadır. Bunun için kendini güçlü ve koskoca dünya hakimi olan bir güçle savaşıyor görünümü ile hem halkı hem de, muhalefette siyaset yapanları bir tek söylemelerinin önünü kapatıyor…
Bu sonuç ile milli ve yerli olduğu kadar Dini ve imanlı olduğunu göstererek, sistemin sorunsuz ve eleştirisiz olarak, oturtulmasına çalışılıyor…
Bu gün dolar ile çıkış yapan ekonomik krize çare bulamayan, iktidar ve Kemalist sisteminin dindarları, suni düşmanı hedef göstererek, gündemi manipüle ediyor.
Bunu görmesine rağmen gözü ve kalbi körelmiş, sistemin yarattığı dindarlar, hala umut içinde kurtuluşu bu parti ve liderinde arıyor!
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
