Bu söz çok eskilerden gelen ve birçok kişinin bu sıralar unuttuğu bir söz, çünkü toplum olarak, maddi doyumsuzluk içinde olduğumuz için her şeyi madde ve para ile değerlendirmeye başlamış olduk.
İnsanlar ailelerine kavuşmanın ve sıcak bir aile ortamında olmanın, çocukları ile sağlıklı ve mutlu bir hayat sürdürmenin, sevdiği erkeği veya sevdiği kadın ile mutlu olmayı…
Çevresindeki arkadaş ve akraba topluluğu, hayatında sağlıklı bir yaşam sürdürmeyi ve sağlıklı bir nefes almayı, tamamen değersiz kılan bir maddeci ve paracı düşünce…
Eskiden kızlar evleneceği erkeği yakışıklı ve güzel, boylu ve poslu, cesur ve kahraman, duygulu ve coşkulu olarak değerlendirirlerdi.
Son yıllarda ise bu güzel haslet ve özellikler pek kıymete binmiyor, bu duygulu düşünceler yerini tamamen parasal düşüncelere bırakmış…
İnsanlar paranın mutluluk getireceğini, lüks daireler ve otomobillerle mutlu olacağını düşünüyor, bu yüzden çok güzel anları ve çok mutlu olacakları özellikleri göz ardı ediyorlar…
İstediği erkeği ve sevdiği aşık olduğu erkeği gözü yaşlı olarak bırakarak, paranın ve servetin peşinden koşan kadınların, sonunda mutluluğu yakalamadıklarına şahit oluyoruz…
Bu yüzden pişmanlıklar ve ömür boyu mutsuzluklar bir türlü doyuma ulaşmayan duygusal beklentiler, boşa geçen yıllar ve boş inatlaşmalar…
İşte bunun için dünya da yapılan bir araştırmaya göre insanlar refah seviyelerine göre mutlu olamadıkları ve paranın mutluluk getirmediği ortaya çıkmış…
“Para ile mutluluk ilişkisi nasıl ilerliyor? Dikkat çeken ayrıntı
Birleşmiş Milletler’ in 2017 Dünya Mutluluk Raporu’na göre, üst sıralarda yer alan ülkelerde dikkat çeken en büyük ayrıntı, en mutlu gösterilen ülkelerde intihar oranlarının da aynı oranda yüksek olması.
Mutluluğun para ile ilişkisi olduğunu ancak bu durumun sanıldığı gibi sebep- sonuç ilişkisi olarak karşımıza çıkmadığını söyleyen Kurumsal ve Bireysel Kişisel Gelişim Danışmanı Müge Çevik, “Para ile daha mutlu ve doygun bir yaşam bir noktaya dek satın alınabilir. Ancak mutlu olmanın diğer bacakları eksik kalırsa bu hiçbir şey ifade etmez” dedi.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Ağı'nın hazırladığı 2017 Dünya Mutluluk Raporu'na göre Norveçliler dünyanın en mutlu insanları. 2 ve 3 sırada Danimarka ve İzlanda var. 155 ülkenin yer aldığı raporda Türkiye ise 78 sıradan 69.'luğa yükseldi. Ama aynı rapor, birçok çelişkiyi
de gözler önüne serdi. Yayımlanan raporda üst sıralarda yer alan ülkelerde dikkat çeken en büyük ayrıntı, en mutlu gösterilen ülkelerde intihar oranlarının da aynı oranda yüksek olması.
“İnsan para ile ‘hedonik’, yani sadece hazza dayalı mutluluğu satın alabilir”
Mutluluğun para ile mutlak ilişkisi olduğunu ancak sebep- sonuç ilişkisi olmadığını söyleyen
Müge Çevik, “Bunun en güzel ispatı dünyanın refah düzeyi en yüksek ülkelerinin aynı zamanda dünyada en fazla intiharın olduğu ülkeler olmasıdır. Para ile daha mutlu ve doygun bir yaşam bir noktaya dek satın alınabilir. Ancak duygusal ve sosyal olarak mutlu değilseniz mutluğunuz
hiçbir şey ifade etmez” dedi. Bireyin fiziksel olarak birçok şeyi satın alabileceğinin altını çizen Çevik, “Satın aldıklarınızın sizin için anlamını belli bir sınırda çizmezseniz, sizi yaşama bağlayacak anlamlar yükleyemez, kalıcı olmadıklarını idrak edemez veya kendinizi malınız, mülkünüz, sahip olduklarınız üzerinden tanımlarsanız hiçbir değeri olmayacaktır. Bu nedenledir ki çok varlıklı ama para ile çözemeyecek dertleri olan zenginler, diğer insanlara göre daha zor atlatır, toparlanır. Ve yine aynı şekilde, insan hep uyumlanmak üzere şartlanmıştır. Başına gelen iyi bir duruma, özellikle maddi bir artışa alışma süresi 3-6 aydır. Bunun da literatürdeki adı hedonik uyumdur. Yani, insan haz nesnelerine ve o rahata kısa zamanda alışır ve o durum onun yeni normali olur.””
İşte paranın, pulu ve kâğıdın, rakamların peşinden koşanların, hayatın üçkâğıdına mahkûm olanların, sonunda büyük pişmanlık içinde oldukları gerçeği…
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
