ŞEHİRCİLİK ANLAYIŞI

Bizim için şehir ve şehircilik anlayışı, dünya nın diğer ülkelerinden çok farklı, özellikle gelişmiş Avrupa ülkelerinden farklı bir anlayış sergiliyor… Asya ve Afrika ülkelerinde, yolların büyüklüğü, altyapının sağlıklı olması, ulaşımın modernleşmesi, gıdaların sağlıklı olması ve çöplerin zamanında toplanması… Sorunları dert etmedikleri, şehirlerin merkezlerinde, özellikle metropollerdeki karmaşa ve çöp yığınlarından anlaşılmaktadır… Hatta yollarının tozu dumanı, araçlarının kuyrukları, varoşlarından yükselen toz ve duman bulutları, sokaklarından akan lağım suları… İşte bu tür manzaralarla karşılaşmazsınız Avrupa şehirlerinde ve metropollerinde, kimsenin rahatsızlık duyacağı bir trafik kuyruğu ve insan seline rastlayamazsınız Avrupa ve modern şehirlerde… Hatta Paris ve Londra, Berlin ve Köln de, Belçika ve Norveç te, Newyork ve Fledelfiya veya diğer Amerika şehirlerinde… Biz Avrupa ile Asya arasına sıkışmış ve ne Avrupalı olabilmiş, ne de Asya ve Afrika dan kopmuş bir ülkeyiz, kafa yapımız Avrupalı olsa da, yaşam tarzımız Asyalı… Bu yüzden şehirleşme de maalesef feodal kafa ve oportünist bir yaklaşım ile faydacı ve ben merkeziyetçi bir tavır sergiliyoruz… Bir türlü uzun zamanlı ve kalıcı projeler ve imar planları hazırlayamıyoruz, hazırlanan projeleri çeşitli yerel baskılar sonucu uygulayamıyoruz. Bakın Batman ilindeki çarpık şehirleşme ye ve bundan çıkaracağınız sonucu hep beraber tartışalım, uzun süre belediye lere başkanlık yapan yerel başkanlar maalesef duyarlı davranamadılar… Siyasi ve oy kaygısı, ikincisi taraftarlarına rant sağlamam endişesi içinde olan yönetimler, imar planlarını yapmadılar, yapılanları da uygulamadılar… Bu yüzden imarsız ve plansız bir yerleşim alanı ve adeta eski tarihi kentleri andıran bir ulaşım, ağına sahip bir köy kent haline geldi ilimiz… Bu gün yollarına araçların sığmadığı ve bir bisiklet yolunun bile açılması mümkün olmayan, birkaç yıl sonrasına hiç cevap veremeyecek olan bir şehir olduk… Hatta yeni yerleşim alanlarında bile geniş yollara ve sosyal alanlara ayrılan arsalara, imkan tanınmıyor. Bu yerel idarecilerin ardından, uygulamaya çalışılan hiçbir trafik ve yol çalışması maalesef sonuç veremiyor… Sokaklarımız ise ancak Eşek yüküne ve At arabasına hizmet edecek genişlikte ve yapıda dır, bu sokaklardan araçların geçmesi mümkün değil, Oysa ilimizin, geçmişi 60 yılı geçmiyor… Buna bir de devletin plansız, şehirleşmesini eklersek, işte bizim bu anlayışımızın kökeninde yatan en büyük etken… Batman- Diyarbakır arası karayolunun hikayesini bilmeyenimiz yok, yirmi yıldan beri bu yol bir türlü ihtiyaca cevap verecek bir hale getirilmedi, her yıl genişletilmesine rağmen ve elden geçirilmesine rağmen… Bakın okullarımızın haline devlet yapılaşmada bu kadar israf ve bu kadar savurganlığı yapınca, bu kadar sağlıksız binalar ve bu kadar, uygunsuz yerleşim yerlerine imza attıktan sonra… Vatandaşın şehirleşme ve bu şehri çocuklarına, torunlarına bırakma bilinci, gelişmesi mümkün olur mu? Şehirleşme bir toplumun çağdaş ve medeniyet seviyesini göstermektedir, bu seviye ne kadar gelişmiş ise şehirleşme o kadar gelişir…