İnsanoğlu bir arada yaşama bilincine kavuştuğundan bu yana, daha büyük şehirlerde yaşamak için adeta yarış haline girmişler…
Oysa büyük şehirlerin, hem fırsatları, imkanları daha fazla, hem de dertleri ve sorunları çok fazla bu yüzden bu tür yerlerde yaşamanın, ayrıcalıkları vardır…
Birkaç kesimden birkaç açıdan olayları değerlendirecek olursak, özellikle şehirleşme ile birlikte boşalan köyler ve kasabaların, bir çok nimetinden mahrum kalmak…
Bu gün bir tarım ülkesi olmamıza rağmen et ve sebze, meyve sıkıntısını çekiyorsak, işte bu şehirleşme merakımızın sonucudur diyebiliriz…
Şehrin rahatlığını, konforunu ve her şeyi hazır, rahat sahiplenmenin avantajları özellikle köy ortamında tüm işin yükünü çeken köy kadınları için çok cazip bir yerleşim yeridir…
Köy ortamında, tarlada yazın beli kırılırcasına çalışan, tarlada, bağda, bahçede… Kışın ise kışlık erzakları hazırlamanın yanında, yakacak ve yakıtını, sobasını ve yatağını, bahçesini ve damını, kısacası her türlü, hizmeti üstlenen köy kadını, bir an önce şehre yerleşmek ister…
Kadınların ilerisini gerisini, gelirini, giderini düşünecek hali yok zaten, çektiği çile ve yüklendiği yük onun için ömür boyu bir işkence…
Bir diğer sorun ise köyden şehre gelenlerin sağlıklı konutlar ve oturacakları evler de rahat etmeleri ve çıktıkları zaman bir yerden bir bere rahat ulaşmaları, iş ve aş bulmaları!...
İşte en büyük sorunlara yavaş yavaş yaklaşıyoruz, büyük şehirlerin büyük sorunlarına, büyük dertlerine, sıkıntılarına…
Köylü önce şehre giriş yaptığı, varoşlarına sığınacağı bir gecekondu ile yetinmektedir, sonra şehrin diğer nimetlerinden yararlanmak için çaba içine girer…
Evinin betondan olmasını, apartman dairesi olmasını, elektrik ve suyunun sürekli olmasını, çöpünün toplanmasını, imarlı yolları ve çevreci binalarının olmasını…
Evlerinin akıllı olmasını, alışveriş merkezlerine yakın olmasını, oto park, geniş yollar ve hatta sinyalizasyon sistemine ve kamerasına kadar istemektedir…
İnsanoğlu şehirleşmek için bu kadar konfor ve düzen istemesine rağmen, şehirleri yaşanamaz hale getirenlerde yine bu şehirleşme hırsı içinde olanlardır.
İnsanların hırsı ve aç gözlülüğü, şehirlerdeki nimetlerden yararlanmak için gösterdiği zenginlik hırsı, özellikle inşaat alanlarına dadanan, inşaatçılar ve fırsatçılar yüzünden…
Ne planlı bir şehirleşme oluyor, ne de planlı bir yapılaşma, aç gözlülük ve hırs, insanları kendi yaşam standartlarını sıkıntıya koyan yegane neden.
Bu gün şehirlerde çarpık kentleşme, trafik sorunları, imar sorunları, altyapı sorunları ve ulaşım sorunları ile savaşan şehirliler…
Bu günlerde bir de gıda ve beslenme sorunları ile uğraşmaktadırlar, bunun adına her ne kadar ekonomik kriz deniliyorsa, da, bu tamamen, şehirleşme sorunlarından kaynaklandığına inanıyorum…
Herkes gözünü şehre dikince, varoşlara köylüler bağını, bostanını, tarlasını bırakarak, koşunca, hayvanlarını kesip etini şehirliye yedirince!...
Şimdi de şehre ucuz ve organik gıda maddeleri taşıyacak köylü kalmayınca, yapanlar ise seralarda ve tamamen, hormonlu ve ticari amaçlı ürün üretince…
İşte bu hale geldik, aç ve be ilaç şehirliler, perişan ve işsiz köylülerin oluşturduğu varoşlarda, mega kentlerle bir sıkıntılı yaşam savaşı…
