Eskiden yani yıllar, hatta on yıllar önce, il ve memleket sorunları oluyordu, bu sorunların muhatabı ve sorumlusu belli, kiminle çözüleceği belliydi.
Örneğin bir alanda bir sorun varsa o alanın başındaki idarecinin değiştirilmesi veya ıslahı ile o sorun çözülüyor veya çözüm için yolu açılıyordu.
Bu gün tüm daireler, kurum ve kuruluşlarda sorun diz boyu, sıkıntı hat safhada, sahipsizlik ve iş savsaklama alabildiğince ama muhatap ortada yok…
Vatandaşın sağlık sorunları dile getirilmekte, hastanelerdeki kuyruklar, doktor ve yardımcı hizmetliler sorunu, park ve sarf malzemeleri sorunu…
Bu sorunu kamuoyu günlerce aylarca, hatta yıllarca basın yolu ile dile getirmekte, ama bunun sorumlusu ve sorunun çözümü ile ilgili muhatabı ortada yok.
Eğitim ile ilgili sorunlar diz boyu, her gün her gazetenin mutlaka bir sayfasında bu sorunlar dile getirilir, konu ile ilgili milli eğitim müdürlüğüne gitseniz, sorumluyu bulamazsınız…
Tarım ve tarımsal, hayvansal sorunlarımızı yine dağlar kadar büyük ve oldukça fazla olmasına rağmen, gidin Tarım ve Hayvancılık il müdürlüğüne, yine sorumlu yok…
Yıllardır, çevre köy ve il içinde, arazi toplulaştırma projesi sürüyor, her çalışmanın ardından bir sürü sorun, her programın ardından itirazlar ve haksız uygulamalar…
Kiminin arazisi kayıp, kimin dağ başında kimin dere yatağında, kimine iltimas geçmiş kimine haksızlık, ama maalesef sorumlu veya sorumlular bulunamıyor…
Bakın Türk Hava yollarının sefer sayısı ve ücret artışlarından kaynaklanan rahatsızlık, bu sorunları doğru dürüst tespit etmek için hiçbir zaman gerçek muhatabına kimse gidememiş!
Bu güne kadar bunun sorumlusu ortaya çıkmamıştır, nedenine gelince, biz yine gerçek hedefe odaklanmamışız.
Bunun nedeni muhatabın olmayışı değil, bizler bu muhataba nasıl ve ne şekilde ulaşacağımızı bilmeyişimiz…
Bu gün hem sistem değişmiş, hem de bilgiye ulaşma ve sorunları giderme yöntemleri değişmiştir, eskiden bizler bir bürokratın kusur ve ihmalini tespit ettikten sonra, yerel siyasi vekile sorunu bildirerek, işi kökünden çözme imkânımız vardı.
Ama bu gün bu öyle olmuyor ve sorunlar bu şekilde çözülmüyor, daire amirine sorunu götürdüğünüzde, topu, Ankara ya, üst düzey bürokrasi ve karmaşık yapıya atıyorlar…
Siyasiler elleri kolları bağlı hiçbir dairede hiçbir sorunu çözemiyor ve muhatapları olan bakanlara ulaşamıyorlar…
Ulaşanlar ise sarayın o korkunç ve kale gibi duvarına çarparak, geri düşüyorlar, her şey saray duvarlarının arkasında ve saltanatın çevresindeki bir avuç siyasi bürokrata havale edilmiş.
Bu karmaşık ve bu karanlık yapıyı aşacak ne siyasi bir güç ne de bürokratik bir hiyerarşi mevcuttur.
Hiç kimse sorunlarını ulaştıracağı, anlatacağı ve çözüme kavuşturacağı bir merci bulamıyor, kimse bu sorunların nasıl çözüleceğini bilemiyor…
Bu yüzden yerelde sorunları dile getiren ve bürokrasiden bir çözüm bekleyen vatandaş kalmadı, ne kadar kötüye giderse gitsin, ne kadar sorunlar birikirse biriksin, şikâyet eden ve rahatsızlığını bildiren kalmadı…
Nasıl olsa sorun çözecek muhatap yok, nasıl olsa bürokrasi kontrolsüz ve hiyerarşi bozuk o halde neden biz bürokratlarla aramızı bozalım ve onları rahatsız edelim…
Herkesin ettiği ve yaptığı yanına kar kalıyor, herkes sağır ve dilsizi oynuyor, sistem tamamen çökmüş ve kokuşmuş, buna el atacak kimse ve muhatap ortada yok!
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
