USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

VEREM VEYA TÜBERKÜLOZ…

05-01-2020

Eskiden en çok korkulan hastalıkların başında gelen verem hastalığı, yapılan etkili ve sürekli savaş nedeniyle, son zamanlarda fazla adından söz ettiremiyor…
Bunun yerine yine aynı ölümcül sonuçlarla sonuçlanan, örneğin kanser veya AIDS gibi yaygın ve bulaşıcı hastalıklar…
Çağlar değiştikçe İnsanoğlunun beslenme ve yaşam tarzları değiştikçe yeni hastalıkların ortaya çıktığı görülmektedir…
Örneğin yiyecekler ve abur cubur un çok fazla olduğu günümüzde, Obezite hastalığı ile insanların başı dertte, bu gün spor salonları ve SPA merkezleri ile güzellik salonlarının tıka basa dolu olmasının altında insanların yediğini sindiremem sorunu yatmaktadır.
Dün nasıl verem ile savaş başlatılıp devlet eli ile bu hastalıkla, mücadele ediliyor idiyse bu gün aynı şekilde, Kanser, AIDS ve Obezite ile yaygın bir savaş başlatılmalıdır.
Peki, verem hastalığın devlet sağlık kuruluşları, tamamen ortadan kaldıra bildi mi? Bunca savaşa ve bunca emeğe, masrafa rağmen?
Ben bu gün verem hastalığının şekil değiştirerek, daha yaygın hale geldiğine inanıyorum, nedeni ise kanser hastalığının çeşitleri arasında anılması…
Akciğer kanseri, Karaciğer kanseri, bunlar gibi bir çok kanser hastalığının içinde yine eski mikroplarını aynı şekilde ölümcül etkisi ile sürdürdüğüne inanıyorum…
Ben bu verem hastalığının daha ileri boyutta olduğunu söyleyebilirim, bu hastalık daha çok aşırı üzüntü, psikolojik bozuklular ve moral bozukluğu ile organizmanın güçsüz düşmesi ve vücudun savunma mekanizmasının bozulmasından kaynaklanmaktadır…
Günümüz sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunların çok arttığı bu dönemde, bu hastalığın gerilemediği gibi, hiç azalmadığı kanaatindeyim.
Bu hastalık ile ilgili bilimsel açıklamalar: 
“Bu basilleri alan kişilerin bir kısmında basiller hastalık oluşturmadan, uyur durumda akciğerde yıllarca kalıp, vücut direncinin düştüğü bir durumda hastalık oluşturabilirler. Diğer bir kısmında ise kısa süre içinde hastalık ortaya çıkar. Hastalığın gelişme riski basillerle karşılaştıktan sonraki ilk 2 yılda en fazladır. Ancak verem basili ile karşılaşanların %30’unda verem mikrobu akciğerlere kadar ulaşmayı başarır. Bu hastaların da yalnızca %10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastası olma ihtimali vardır. Buna göre verem hastası ile karşılaşanların verem hastalığına yakalanma riski, grip gibi hastalıklarla karşılaştırıldığında çok düşüktür. Buna karşılık özellikle çocukların, yaşlıların, vücut direncini düşüren başka hastalığı olanların (kanser, diabet gibi) veya vücut direncini düşüren ilaçlar kullananların özellikle dikkatli olması gereklidir.
Verem, hava yolu ile bulaşan bir hastalık olduğundan tedavi görmeyen bulaşıcı verem hastası ile aynı havayı uzun süre soluyanlara, özellikle aynı evde yaşayanlara mikrobun bulaşma olasılığı daha fazladır.
Aşağıdaki durumlarda da tüberküloza yakalanma riski artar:
• Vücut direncini düşüren hastalıklar (şeker hastalığı, kronik böbrek hastalığı, kanser, HIV-AIDS, organ nakli gibi)
• Ağır beslenme bozukluğu ve düşük vücut ağırlığı
• Uzun süreli bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanımı
• Düzenli tedavi almamış eski tüberküloz hastaları
• Tüberküloz basili ile son iki yıl içinde karşılaşan kişiler
• Bebekler ve çocuklar (özellikle 5 yaş altı)
• Yaşlı insanlar
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Sağlıklı kişilerin verem hastası olmalarını önlemek için verem mikrobunun bulaşma zincirinin kırılması gerekmektedir. Bunun için de veremli hastaların erkenden bulunarak tamamiyle tedavi edilmesi Göğüs hastalıkları Uzmanlarının birinci önceliğidir.”
Verem savaş haftasını tekrar gündeme alarak, bu hafta içinde bu hastalıkla mücadeleyi çağımıza uygun bir şekilde yeniden yorumlamamız gerekmektedir.
İnsanlarımızı bu göğüs hastalığının henüz bitmediğini ama şekil değiştirdiğini iyi bir şekilde anlatmalıyız, bu da Halk sağlığının işi ve görevi

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?