Bu hafta vergi haftası, verginin toplumsal boyutları verginin alınması kadar verilmesinin, toplumsal yararlarının etkisi, verginin adaleti, tartışılacaktır.
Vergi bir vatandaşlık görevidir denilmektedir, vergiyi herkesin seve seve vermesi en doğal ve en makul olanıdır, ancak bu güne kadar vergisini severek verene rastlanmamıştır…
Vergi özellikle kazanca göre alınması gerekmektedir, çalışıp üreten ve kazanan kişinin ise malı canından daha kıymetli olduğu için bu tür insanlardan vergi almak çok zor…
Devletler, sistemler ayakta durmak için, vatandaşlar ise devlet sisteminden yararlanarak, can, mal güvenliği, sağlık ve eğitim ile hukuk sisteminden yararlanmak için vergi sistemini uygulamaları gerekir.
Devletler vergi almak ile vatandaşlar ise vergi vermekle mükelleftirler, bir vatandaşlık görevi olan vergi, vatandaş olmanın en can alıcı noktasını oluşturmaktadır.
Tüm sistemlerde vergiler var ve sistemlerin varoluşu vatandaşlarının verdiği vergilerle, mümkün olmakta devlet olmanın kaynağını ve vatandaş olmanın temelini vergi oluşturmaktadır.
Çağımızda devletlere birçok fonksiyonlar yüklenmiştir, bu yüzden harcamaları da birçok alanda birçok kalemde kendini fazlası ile hissettirmiştir.
İlk çağlarda devletlerin görevleri çok az ve çok kolaydı, sadece site devletlerin güvenliğinden sorumlu olan devletler günümüzde, adaletten, çöp toplamaya, havadan ve suya kadar her görevi üstlenmesi…
Bu hizmetler arttıkça ve çeşitlendikçe, maalesef vergi çeşitleri de o sayıda artmaktadır, yalnız çalışıp kazanan ve üretip çoğalandan değil, toplumun tüm kesiminden vergi alınmasına başlanmıştır…
Temiz hava için, gaz vergisi, temiz su için, su vergisi, temiz çevre için çevre vergisi, gibi birçok çeşitli vergi ile karşı karşıyayız çağımızda…
Tabi bu vergilerin tamamı vatandaşların omuzuna bir yük olarak yüklenmekte ve vatandaş bu görevini yerine getirmekte zorlanmaktadır.
İşte tam bu sırada akla vergi adaleti gelmekte ve verginin tabana yayılması, vergi için üreten ve çalışanların kayıt altına alınması, gelmektedir.
Modern, çağdaş ülkeler bu sorunu bir nebze çözmüş olsalar da, yeni gelişen bizim gibi toplumlarda ise bu vergi adaleti ve verginin tabana yayılması sorunu, hala devletin karşısında durmaktadır.
Vergi adil bir şekilde alınmayınca, devlet harcamaları da adil bir şekilde yapılmamaktadır, devlet harcamalarını yapmak için sosyal özelliğini göstermek için, vergiyi ya zorla toplamakta veya dolaylı yollara başvurmaktadır.
Zorla başvurduğu yollar ise kayıt altına aldığı vatandaşının gelir giderini kayıt altına alarak, belirlediği oranlarda onu vergilendirmesi, bu vergisini kaçıran veya vermeyen vatandaşı ise kanun ve yasalar çerçevesinde cezalandırması…
Kayıt altında sağlıklı bir beyanda bulunmayan ve gelir ile giderini şeffaf bir şekilde beyan etmeyen bir vatandaş topluluğunu barındıran devletler maalesef, onlarda vatandaşta, vatandaştan gizlemek için harcamalarını kayıt altına almaz ve onlardan gizlerler!
Modern çağın insanı vatandaşlık görevi olan vergisini tam ve yasal çerçeve içinde verir, aynı zamanda verdiği vergisinin nereye harcandığını takip ederek, gerektiğinde hesap sorar…
İşte biz böyle toplumlara bilinçli toplumlar, böyle ülkelere de kalkınmış modern devletler demekteyiz
