Ağzı var dili yok, kendisi var hükmü yok, partisi var muhalefeti yok, doğru sözü söylüyor ama doğru hareketleri sergilemiyor…
Türkiye cumhuriyeti meclisinde CHP adında bir ana muhalefet partisi var ki evlere şenlik, muhalefetten çok iktidarın politikalarna destek veren, kendinden çok iktidarı güçlü tutan bir parti.
Ekonomide en önemli olumsuz kararlarda, bile iktidarı destekleyen ama yanlış olduğunda “ben dememişmiydim!” siyerek işin içinden çıkan…
Dış politikada her şeyi söyleyen ama hiçbir tepki vermeyen muhalefet, her zaman olduğu gibi, biz sizinleyiz ama bu yanlı diyerek iktidarı cesaretlendiren..
Dışarıya asker göndermeye karar verirken iktidardan milli ve faşist tavırlar takınan ama biz söylemiştik demek için, kısa aklı ile akıl veren…
Bu günlerde Suriye topraklarına yine askeri güç için, oylama yapılırken, en önde göğüslerini kabartarak oylamaya katılan ve evet diyen ana muhalefet, bu günlerde yine aynı tavırları sergiliyor…
Korkak ve iradesiz, kişiliksiz ve ilkesiz bir siyaset sergileyerek, bu kadar silah, top, uçak ve yapılan maddi masraflar ile dökülen kan ve yıkılan yuvalardan sonra yine “ ben dememişmiydim” demek için meclis gurup toplantısında korkak bir siyasetçi imajı ile konuşmaya başladı.
İşte bütün dünya nın karşı olduğu ve her yerden tepkilerin seslerin yükselmeye başladığı bir anda ana muhalefet partisinin sarf ettiği laflar ve sergilediği siyaset.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuşuyor. Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Milli birlikten, Türkiye'nin çıkarlarından söz etmemiz lazım. Beyefendi kalkmış başka işlerle uğraşıyor nasıl koltuğumu korurum diye. Al koltuğu başına çal kardeşim" dedi.
"TERÖRÜN FİNANSMANI"
-Biz CHP olarak herkesin düşüncesini özgürce ifade edebildiği bir Türkiye istiyoruz. Bu güzel coğrafyada bayrağımız altında yaşayalım diyoruz. Teröre karşı mücadele edeceğiz ama terörün bir iç boyutu bir de uluslararası boyutu vardır. Terör örgütünün finans kaynaklarını kesmek uluslararası ilişkilerin samimi şekilde yürütülmesine bağlıdır.
'SUUDİ ARABİSTAN BİZİ KINIYOR'
-Defalarca uyardık, iktidara 'Dış politikada yanlış yapıyorsunuz' dedik. Dış politikada duygusallıktan uzak akılcı politikaları tercih edin dedik. Suudi kralı ölünce ülkemizde yas ilan ettik. Cemal Kaşıkçı öldürüldü, katiller ellerini kollarını sallayarak gitti. Aynı Suudi Arabistan Arap birliğini toplayıp bizi kınıyor.
"SURİYE'YE SİLAH GÖNDERDİLER"
-Suriye'ye silah gönderdiler. Suriye'ye dünyanın her tarafından teröristleri toplayıp Türkiye üzerinden gönderdiler. Suriye'de yaralanan teröristleri Türkiye'ye getirip gizli gizli tedavi edip tekrar Suriye'ye gönderdiler. Dost mu kazanırız böyle? Yanlış mı söylüyoruz? Hayır doğruyu söylüyoruz.
"NEREDEYSE DÜNYANIN TAMAMINI KENDİMİZE DÜŞMAN İLAN ETTİK"
-Her ülkenin, özellikle de komşularımızın toprak bütünlüğüne saygı gösterin, dedik. Bunu göstereceğiz ki her ülke bizim toprak bütünlüğümüze, egemenliğimize saygı göstersin... Ben başka ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı göstermezsem düşman kazanırım. Bugün neredeyse dünyanın tamamını kendimize düşman ilan ettik.
FETİH TEPKİSİ
-Beyefendi fetihten söz ediyor. Türk Dil Kurumu, 'Bir ülkeyi savaşarak ele geçirme, alma' diyor fetih için. Bir ülkenin en tepesindeki kişi nasıl olur da fetihten söz ediyor?”
Bu sözleri bu lafları ve bu gerçekleri bu savaş başlamadan önce bu hareket olmadan önce çok sert bir tavırla dik durarak savunsa belki bu günlere gelmezdik, belki çoktan bu iktidardan kurtulmuştuk, ama bu muhalefet bu iktidarı koruyor ve besliyor…
