Bir ülkenin ekonomik yapısında devlet büyük rol oynamaktadır, devletin belirleyeceği politika ve hareketlilik tüm piyasayı doğrudan etkiler…
Devlet enflasyonu düşürmek için, para musluklarını keser ve ödemelerinde akama yaratırsa, bundan en fazla piyasa etkilenir ve doğrudan, nakit sıkıntısı yaşanır.
Devletin yapacağı zamlar, özel sektörün zamlarından daha fazla piyasayı etkiler, bu yüzden indirim yapacaksa devlet yaptığı hizmet ve ürettiği ürünlerde indirime gitmesi gerekir.
Bu gün yıllı ortalama bazda, enflasyonu yüzde 10 ile 15 arasında belirleyen devletin resmi istatistik kurumu, devletin yaptığı hizmetlerde yapacağı zammı dikkate almamaktadır.
Oysa devlet piyasadaki enflasyon oranına göre her yıl ürettiği mal ve hizmetler için yeniden değerleme yaparak, gerçek piyasa oranına göre bir zam yapmaktadır.
Şimdiden belirlenen devletin zam ve enflasyon oranı, yüzde 22,6 olduğu iddia ediliyor, bu şekilde her türlü ürüne yıl bazında yüzde 23 oranında zam beklemek ve enflasyonu bu şekilde belirlemek gerekir.
Her ne kadar piyasaya enflasyon oranını yüzde 10 olarak tespit etmiş olursa da, devlet bu enflasyon oranına göre mal ve hizmet fiyatlarını belirlemiyor…
Aslında halkın karşı karşıya geldiği enflasyon çoktan yüzde 30 ları bile geçmiş, bu oranların halkın temel, ihtiyaç malzemelerinde yüzde elliye varan zamların etkili olduğu ortada…
Ama buna rağmen bazı hesaplamalarla piyasaya hiç ihtiyaç duyulmayan malların sepete konulması ile bir ayarlama yapılmaktadır…
Akaryakıt, doğal gaz, elektrik, et, ekmek ve diğer maddelerde bu oran her ne kadar çok yüksek olsa da bunu çok düşük gösteren devlet, yakın bir zamanda hazırladığı kendi zamlarını enflasyonun çok üstünde göstererek, halkı mağdur edecektir.
Yapılan açıklamalara göre:
“Vatandaş son dönemde yapılan yüzde 15 ile yüzde 20 arasında değişen zamların altında ezilirken, asıl zam sağanağı 2020'nin ilk günü devreye girecek. 1 Ocak 2020'den itibaren birçok vergi, harç ve trafik cezaları en az yüzde 22.55 oranında artacak. Yıl başında memur maaşlarına sadece yüzde 4, emekli aylıklarına ise sadece yüzde 6.6 zam yapılacak.
Başta vergiler, harçlar ve trafik cezaları olmak üzere iğneden ipliğe birçok şeyin yeni yıl zammı her yıl Yeniden Değerleme Oranı (YDO) kadar zamlanıyor. YDO,
4 Kasım 2019 günü açıklanacak ekim ayı enflasyonuyla netlik kazanacak. Ekimde Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) henüz açıklanmasa da YDO yani yılbaşı zamlarına otomatik olarak uygulanacak olan kritik veri büyük ölçüde ortaya çıktı. SÖZCÜ'nün Türkiye istatistik Kurumu (TÜİK) verileri üzerinden yaptığı hesaplamalara göre, bu ay Yİ-ÜFE hiç artmasa dahi YDO en az yüzde 22.55 olarak gerçekleşecek. Doğalgaz ve elektrik zamlarının da etkisiyle ekim ayında Yİ-ÜFE'nin yerinde sayması beklenmiyor. Bu nedenle ekim ayında Yİ-ÜFE oranı yüzde 0.5 olursa, otomatik zamlar yüzde 22.6'ya, yüzde 1 olursa yüzde 22.67'ye yükseliyor.
Sözcü'de yer alan habere göre yılbaşında vatandaşın üzerine adeta yağmur gibi yağan vergi ve ceza zamları bu yıl çok daha etkili olacak. Üstelik bu artış, enflasyon yine düşerken yaşanacak. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıl sonunda ekonomi yönetiminin tahmin ettiği gibi yüzde 12'de kalsa dahi zamlar Yİ-ÜFE'ye ayarlı olduğu için yüzde 22.55'ten daha aşağıda olmayacak. İktidar eğer isterse bu oranı yarıya kadar yani yüzde 11.28'e kadar düşürebilecek.”
Her zamanki gibi devlette rakamlar farklı, millette farklı seyrediyor, herkes hesabını kendi bütçesine göre yapıyor.
