Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Ali Atalan, Batman Belediyesi önünde basın açıklaması yapmak için toplandıklarını kaydederek polisin gayri hukuki ve gayri insani müdahalesine maruz kaldıklarını söyledi. Milletvekili Atalan: “Milletvekili olarak güvenlik güçleriyle konuşmak istememe rağmen yanlarına yaklaştırmadan tazyikli su ve biber gazlı müdahalede bulundular.” ifadelerinde bulundu.
“BEBEKLER GAZDAN ETKİLENDİ”
Geliştirilmek istenen savaş politikalarını, IŞİD katillerinin başta Suruç olmak üzere geliştirdikleri katliamlarını onların iç ve dış destekçilerini protesto etmek, barış yolunda sesimizi yükseltmek için basın açıklaması düzenlemek istediklerini kaydeden Milletvekili Atalan: “Çocuklar başta olmak üzere barış için toplanan herkes atılan biber gazından etkilendi. Bu esnada kullanılan biber gazı hastanedeki yeni doğan yoğun bakım ünitesindeki bebekleri ve diğer hastaları ciddi şekilde etkileyerek yaşamlarını tehlikeye sokmuştur. Barışı dile getirmek için demokratik hakkımız olan basın açıklamasına bile tahammül gösterilmedi.” dedi.
“SALDIRILARI KINIYORUZ!”
Batman Belediyesi önünden toplanan ve yürüyüş yapmak isteyen gruba polis müdahalesine tepki göstermek için HDP il binasında yapılan basın açıklaması ile tepki gösterildi.
Yürüyüş yapılacağı esnada polis müdahalesi ile karşılaşan HDP’li grup adına polisle görüşme yapılmak istendiği sırada gelen müdahaleye tepki gösteren HDP Batman Milletvekili Ali Atalan: “Batman Valisi Azmi Çelik ile yaptığım telefon görüşmesinden olumlu bir sonuç alamadığım gibi kendisi müdahalenin yasal olduğunu söylemekle yetinmiştir. 24 Temmuz 2015 itibariyle sonu belirsiz bir sürece itilen Türkiye’de, bütün illere yayılan, partimizi ve bileşenlerini kapsayan siyasal gözaltılar, Kürdistan Federal Bölgesi’ne yönelik ağır bombardıman, çeşitli basın ve iletişim kuruluşlarına yönelik engellemeler, çeşitli sivil toplum kuruluşlarına yapılan polis baskınları önümüzdeki günlerin Türkiye toplumu açısından son derece sıkıntılı geçeceğinin göstergeleridir. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından görevlendirilen bir ara rejim ve savaş kabinesi durumuna düşen hükümetin savaş kararı alma yetkisi olmadığını tekrarlıyoruz. Bir kez daha ve güçlü bir biçimde, Türkiye’nin barışa ve çözüme ihtiyacı olduğunu, toplumsal, tarihsel ve siyasal sorunlarımızın çözümü karşılıklı diyalog, müzakere ve demokrasiyle olması gerektiğini söylüyoruz. Bu tarz faşizan saldırılar barış, demokrasi ve özgürlük mücadelemizde kararlılığımızı arttırma dışında hiçbir işe yaramayacaktır. Toplanma ve gösteri yürüyüşü hakkı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. maddesinde güvence altına alınmış durumdadır. Bu hükme göre, “Herkes, önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” Diğer yandan bu özgürlüğün, Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesinde de güvence altına alındığını hatırlatarak özgürlüğümüzü elimizden almaya çalışanlar ve halkımıza zalimce saldırıda bulunan sorumlular hakkında yasal hakkımızı ve siyasal tepkimizi kullanacağımızı bildiriyor, yaşanan saldırıları kınıyoruz.” ifadelerinde bulundu.
