Her hafta Cumartesi günü bir araya gelen İnsan Hakları Aktivistleri ve Kayıp Yakınları tarafından gerçekleştirilen ‘Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın’ eyleminin 346’ncısı gerçekleştirildi. İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen Kayıp Yakınları adına yapılan basın açıklamasını okuyan Av. Mesut Aydın, bugün adalet arayışımızın 346. haftası ve maalesef adalet talebimize kulak tıkanmasının da 346. haftası olduğunu söyledi. Aydın: “Her geçen hafta başka bir umutla alanlara çıkan anneler yitirdikleri canlarının akıbetini hala öğrenebilmiş değil. Tek bir gerekçe olmaksızın gözaltında zorla kaybedilen, sokak ortasında faili meçhul cinayete kurban giden canlarının hesabını soran Cumartesi Annelerimize kudretli devletimiz tarafından hala tek bir şey açıklanmış değil. Yıllar öncesinden bugüne değişen ne diye baktığımızda acı gerçekle karşılaşmaktayız. Devlet aynı devlet. Aynı kirli politikalarla insanlar katledilmekte. Aynı vahşi yüzle sivil insanların evleri ateşe verilmekte. Değişenin sadece kişiler olması ve aynı katliamcı politikaların devam ediyor olması biz insan hakları savunucularını korkutmaktadır.” dedi.
“ADALET ARAYIŞÇILARI BAKİ KALACAK”
Kayıp Yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şubesi Aktivistleri tarafından Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde her hafta Cumartesi günü yapılan ‘Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın’ eyleminin 346’ncısı bu hafta Kurban Bayramı’nın 3’üncü gününe denk geldi. Bayramın üçüncü günü bir araya gelen Kayıp Yakınları ve İnsan Hakları Aktivistleri adına açıklama yapan Av. Mesut Aydın, Adalet Sarayları’nın duvarlarında Adaletin güçlü, güçlü olanların adil olması gerektiği yazılmış olsa da güçlü olanların zalim, adalet isteyenlerin zalimler tarafından önce öldürülüp sonra geride kalanların da yargılandığı bir ülke gerçeğimiz bulunmakta olduğunu söyledi. Açıklamasının devamında Aydın: “İktidar hırsının pençesindeki muktedirlerimiz her bir ölüm haberinde adeta devleşmekte. Kanla zulümle beslenen muktedirlerin savaş istemesi insanı, doğayı, hayvanları, bitkileri nefes alan, almayan her şeyi düşman olarak görüp saldırması iktidar açlığından başka bir sebeple açıklanamaz. Dünyanın hiçbir yerinde atanmışlar seçilmişlerden daha üstte değildir. Türkiye gerçeğinde ise atanmışlar seçimleri adeta düşman olarak görmekte ve kitlesel bir savaş başlatmıştır. Demokratik hak arayışında ne asker ne gerilla ölsün diye canını ortaya koyup canlı kalkan olarak Sason’da çatışmayı durdurmaya giden Belediye Eş Başkanları, HDP ve DBP il ve il ilçe yöneticileri bayram öncesinde tutuklanmıştır. Bu bize şunu göstermekte devlet kendi askerinin polisinin ölmesini istiyor. Yine Cizre’de Silvan’da Varto’da ve Kürdistan’ın çeşitli yerlerinde sivil halka yönelik saldırıların Beytüşşebap İlçesine sıçraması ve orada yaşayan insanlardan haber alınamaması devletin savaş politikasının hala yürürlükte olduğunu kanıtlamaktadır. Onlar sanıyorlar ki ortaya koydukları bu zulüm onları daha da güçlendirecek. Sanıyorlar ki Kürdistan ve Türkiye halkları bu yapılan katliamlara sessiz kalacak. Unutmasınlar; Cumartesi Anneleri, Kenan Evren öldükten sonra bile nasıl hala ayaktaysa, nasıl hala alanlardaysa, nasıl hala adalet peşindeyse onlar da tarihin katliam sayfalarında kendilerine yer bulmaktan başka bir şey yapamayacaklardır. Baki kalacak olan adalet arayışçıları olacaktır.” ifadelerinde bulundu.
