Cizre’de sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından Cizre’ye giderek yaşanan olayları ve hak ihlallerini yerinden gördükten sonra Batman’da bir araya gelen Doğu ve Güneydoğu Bölge Baro Başkanları toplantı düzenledi. Sokağa çıkma yasağının 9 gün boyunca devam ettiği Cizre’de bu süre boyunca başta yaşam hakkı olmak üzere çok ağır ihlallerin yaşandığı, aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da olduğu 23 sivilin yaşamını yitirdiği, sağlık, beslenme, elektrik, su ve iletişim gibi günlük yaşamın devamı için gerekli ihtiyaçların karşılanamadığı şehirde birçok evde ağır hasarların meydana geldiğini belirten Batman Baro Başkanı Av. Ahmet Sevim, yasağın kalktığı ilk gün olması nedeniyle Barolarla birlikte İnsan Hakları kuruluşları ve çeşitli STK’ların da akın ettiği şehirde, yaşanan ihlallerin tespitinin uzun zaman alacağı, Baroların ilgili kurumlar ile birlikte olayları bütün yönleriyle ortaya çıkarılması ve yargıya taşınması için hazırlık yaptığını söyledi.
“90’LI YILLARI HATIRLATTILAR”
Sağlık sorunları nedeni ile sokağa çıkma yasağının ilan edildiği gün Ankara’da olan ve 9 gün boyunca yasak nedeni ile Cizre’deki evine gidemeyen Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı gün Cizre’ye gittiklerini ve maalesef bizlere 90’lı yılları hatırlatan görüntüler ile karşılaştıklarını söyledi. Elçi: “90’lı yılları dün gibi hatırlıyorum ve Cizre’ye girerken bize 90’lı yılları hatırlatan onlarca zırhlı araç, yüzlerce polis ve o polislerin insanlara kötü muamele diyebileceğimiz davranışlarda bulundular. İnsanların ellerini araçların üzerine koyarak, ayaklarını açarak, arama yaptıkları araçlara doğru silah tutup nişan alırcasına beklemeleri bizlere bölgede durumun çok vahim olduğu algısını yarattı. Cizre’de mahalleleri gezerken hepimizin gördüğü vahşet ve insanlık dışı uygulamaların gerçekten değil günümüz dünyasında ortaçağda bile buna benzer uygulamaların çok az olduğuna inanıyorum. Doğu ve Güneydoğu Bölge Baroları, İnsan Hakları Dernekleri ve Hukukçu Dernekleri ile birlikte yapacağımız incelemeleri tamamlayıp bunu kamuoyu ile paylaşacağız. Tanklarla toplarla yıkılan evlerin damları, öldürülen insanların tamamının sivil olduğunu biliyoruz. 7 yaşında bir çocuğu olan ev hanımı nasıl sivil değil diyeceksin, 65 yaşındaki bir amcaya nasıl sivil değil diyeceksin, 10-12 yaşındaki çocuklara nasıl sivil değil diyeceksin. Bunları anlamak mümkün değil. Yereldeki yetkililer Ankara’dakileri kandırıyorlar geçmişte olduğu gibi. Başbakan ve İç İşleri Bakanı açıklama yaptığında sadece bir sivilin öldüğünü söylediler. Ya sivil tanımı değişmiştir bizim bilmediğimiz şekilde ya da Kürt olunca sivil olmaz anlayışı yerleşmiştir. Bu durumun ortadan kaldırılması için ciddi bir inceleme heyeti bölgeye gönderilip tespit edilmesi gerekir. Çünkü bizim iddiamız bir kişi değil. Yakinen bildiğimiz 23 kişinin hepsinin de sivil olduğu yönündedir. 23 kişinin vurulması kabul edilecek bir durum değil. 9 gün boyunca sokağa çıkma yasağının ilan edildiği bir yer görülmüş müdür? Bu 150 bin insanı işkenceden geçirmektir. Evinde bir günlük erzağı dışında erzağı olmayan yoksul insanları ölüme terk etmektir. Kolluk tabiî ki görevini yapacak. Ama bunu yaparken yasaya ve kurala uygun biçimde görevini yapmalıdır. Yoksa 150 bin insanı cezalandırmak hiçbir hukuk sistemi ile bunu izah etmek mümkün değildir. Şuan ülke sonucu belli olmayan bir maceraya doğru sürüklenmektedir.” diyerek tepki gösterdi. Doğu ve Güneydoğu Bölge Barolar Toplantısına Batman Baro Başkanı Av. Ahmet Sevim, Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, Mardin Baro Başkanı Azad Yıldırım, Siirt Baro Başkanı Mehmet Cemal Acar, Muş Baro Başkanı Feridun Taş, Bitlis Baro Başkanı Enis Gül ve Ağrı Baro Başkanı Ali Artuk katıldı.
