Gündem

“Her 5 kadından biri işsiz”

“Her 5 kadından biri işsiz”

“Her 5 kadından biri işsiz”
08-03-2016 19:18

Halkların Demokratik Partisi Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, istihdamda cinsiyet eşitliğini, kadınların ekonomik ve toplumsal yaşamda daha fazla görünür ve söz sahibi olmalarını sağlayacak politikalar ile kadına yönelik şiddet ile etkin mücadele yollarının belirlenmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na Meclis Araştırması açılması için teklifte bulundu. Meclis Başkanlığı’na verdiği Meclis Araştırması teklifinde Başaran: “Ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınma düzeylerinin birbiriyle kıyaslanmasında göz önünde bulundurulması gereken en önemli göstergelerden biri istihdamda kadın erkek eşitliğidir. Günümüzde gelişmiş ülkeler, demokrasiler ve güçlü ekonomiler incelendiği zaman kadınların ekonomik ve sosyal yaşama eşit oranda katıldıkları görülmektedir. Maalesef Türkiye’ye bakıldığımda istihdamda cinsiyet eşitliği açısından oldukça olumsuz bir tablo ile karşı karşıyayız. Dünya Ekonomi Forumu Raporuna göre Türkiye, kadınların işgücüne katılımın oranında 145 ülke arasında 131. sıradadır. TÜİK işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranı erkeklerde yüzde 9,7 kadınlarda ise yüzde 13’dür. İstihdam oranı erkeklerde yüzde 64,2, kadınlarda ise yüzde 2,6’dır. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71 kadınlarda ise yüzde 30’dur. Kadınların sadece yüzde 47’si kayıtlı çalışıyor yani yarıdan fazlası güvencesiz, sigortasız çalışıyor. DİSK’in çalışmalarına göre ise Türkiye’de her beş kadından biri işsizdir.” 

“KADIN VALİ SAYISI SADECE 3’TÜR”

HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na kadınların toplumda daha fazla görünür ve söz sahibi olması yollarının belirlenmesi için Meclis Araştırması verdi. Meclis Başkanlığına verdiği Meclis Araştırması’nda Başaran: “İstihdamda cinsiyet eşitsizliği, yönetim kademelerinde kadın temsiliyeti incelendiği zaman da açıkça görülmektedir. Örneğin Bakanlar Kurulu’nda kadın temsiliyeti yüzde 7,2; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ise yüzde 14,3’dür. Belediye Başkanlıkları’nda kadın temsil oranı Büyükşehir Belediyeleri’nde yüzde 16,6, il ve ilçe belediye başkanlıklarında ise yüzde 7,7’dir. Kadın Vali sayısı sadece 3’tür. Yönetim kademelerinde kadınlar aleyhine bir tablo söz konusu iken yüksek yargıda da aynı tablo ile karşılaşmaktayız. Yüksek yargıda kadın temsiliyeti yüzde 14,2’dir. Bürokraside yüzde 8; üniversite rektörlüklerinde ise kadın temsiliyeti yüzde 7’dir. Kamu personelleri açısından da cinsiyet eşitsizliği açıkça görülmektedir. 3 milyon kamu emekçisinin yüzde 36’sı kadındır. Türkiye’de iktidarların istihdamda cinsiyet eşitsizliği ile ilgili etkin bir mücadele politikasının olmaması kadınların istihdama katılımın önündeki en temel engellerden biridir. Kalkınma planları ve Ulusal İstihdam Stratejileri incelendiği istihdamda cinsiyet eşitsizliğini gidermeye yönelik öznesi kadın olan hiçbir çözüm ve perspektif olmadığı görülmektedir.  Kadın aile kavramı ile birlikte ele alınmakta ve bu temelde esnek istihdam politikaları çözüm olarak ileri sürülmektedir. Bu yaklaşımın temelinde kadınların ev içi ve bakım yükümlülüklerini de yerine getirmek için esnek çalışmayı tercih edecekleri varsayılmaktadır. Bu yaklaşım ev içi ve bakım yükümlülüklerini kadının temel sorumluluğu olarak gören ataerkil bir zihniyetin yaklaşımıdır. Kadın Emeği ve İstihdam Girişimi (KEİG) hazırladığı raporda da ifade edildiği üzere esnek çalışmanın yol açacağı ücret ve gelir kayıpları ya da iş güvencesi ile sosyal güvenlik haklarının korunması gibi konular suskunlukla geçiştiriliyor. Bu durum işgücü piyasalarında yaşanmakta olan neoliberal dönüşüm politikalarından bağımsız olmadığı açıktır. Doğum izinleri, yarı zamanlı çalışma, aylıksız izin gibi düzenlemeleri hayata geçiren hükümet ortaya çıkan işgücü kaybını da emek sömürünü daha da derinleştirecek özel istihdam büroları ile çözmeye çalışmaktadır. Bu ataerkil ve neoliberal yaklaşım kadına yönelik şiddet ve kadın istismarını üreten temel faktör olarak da karşımıza çıkmaktadır. Kadın yönelik şiddetle mücadelede yol alınamamasının, kadın cinayetlerinin önüne geçilememesinin de temel nedenidir. Kadının iş yaşamında, ekonomik ve sosyal alanda görünür olması, söz sahibi olması, bu temelde ailenin değil toplumun bir öznesi olarak istihdam politikalarının geliştirilmesi gerekmektedir. Esnek istihdam yerine kapatılan tüm kamu kreşleri açılmalı, cinsiyet farkı gözetmeksizin en az 50 işçi çalıştıran iş yerleri ücretsiz, nitelikli bakım evleri ve kreşler açılması gerekmektedir. Her mahalleye bir kreş ve bakım evi açılmalıdır. Uzun çalışma süreleri azaltılmalıdır. Çalışma süresi 30-35 saate düşürülmelidir. Emek sömürüsü ile etkin bir mücadele yürütülmelidir. Devlet tüm kadınlara bir an çalışma süresine ve prime bağlı olmayan işsizlik maaşı ve prim ödemesiz sağlık güvencesi sağlamalıdır. Kadına yönelik şiddet ile mücadelede, toplumsal gelişim ve refah açısından kadın erkek eşitliğini sağlayacak politikaları hayata geçirmek hayati önemdedir. Bu temelde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin istihdamda cinsiyet eşitliğini sağlayacak, kadınların ekonomik ve toplumsal yaşamda daha fazla görünür ve söz sahibi olacakları politika ve uygulamaların neler olduğunu araştırması oldukça elzemdir.” dedi. 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER