HOŞGÖRÜ VE İLAHİ AŞK…

M. Şah Ayaz
M. Şah Ayaz

M.Şah Ayaz

HOŞGÖRÜ VE İLAHİ AŞK…
01-12-2019

Bizler bu coğrafya da hakim olan bir çok gelenek ve göreneği kaybettiğimiz gibi, inancımızın gereği olan her fikir ve düşünce ile inanca saygıyı da kaybettik.
Yani hem dinden, hem geleneklerden, hem tarihten, hem tarihten, hem insanlıktan uzaklaştık, çok garip ve çok ilginç bir topluluk haline geldik…
Bu hafta Mevlana haftası, hoşgörü ve kardeşlik, İnsan hakları, hukuk ve demokrasi, ümmetçilik ve Allah tan alıp kula verme geleneğinin sembolü olan Mevlana…
Aslında yalnız Mevlana değil, asırlar boyunca bu topraklarda yaşayan kavimler bu coğrafya ya sürekli sevgi ve hoşgörüyü hakim kılmışlardır.
Bu şekilde olmasaydı, asırlarca bu coğrafya da, tüm dinler ve tüm dillerin yaşaması mümkün olur mu?
Mevlana Sevgiyi hoşgörüyü Anadolu topraklarında değil, Afganistan dan gelerek, bu topraklara yerleşen bir alimin oğlu olarak, aldığı İslam terbiyesi ve Şems in hoşgörü eğitimi ile tüm insanlığa örnek olmuş.
Bu gün onun torunları ve onun inanç ve düşüncesinin hakim olduğu topraklar da maalesef cehalet, ırkçılık ve hoşgörüsüz, bağnazlıkla bir birilerini boğazlıyorlar!
Bu gün insan sevgisinin yerini mal, mülk ve Kadın sevgisi, inancın yerini ise şehvet ve dünya aşkı sarmıştır.
Bu gün Mevlana yı anmaya giden insanların hiç birinde ne o düşünce ne o aşk ve sevgiyi bulabilirsiniz, bu gün Mevlana nın torunları, İnancında olmayanları, düşüncesini paylaşmayanları, çıkar ve menfaatleri olmayanları öldüren ve yok eden bir düşünce ile, insanlığı bitirmeye çalışıyorlar!
Bu gün Şii, Sünni, Alevi, Hanefi, Kürt, Türk, Sağ, Sol, AKP, CHP diyerek bir birilerini yok eden Mevlana torunlarının yeryüzüne Barış ve Kardeşliği getireceklerine inanmıyorum.
Mevlana nın öğretilerine bakalım ve kendimize bunlardan ders çıkararak, özümüze dönmeye çalışalım.
“MEVLANA’NIN HAYATINDAKİ EN ÖNEMLİ KİŞİ KİMDİ?
1244 yılında Konya’ya Tebrizli Mehmet Şemsettin adında bir derviş geldi. Bu esrarlı kişinin Pek yüksek duyguları ve görüşleri vardı. Tebrizli Şems’in Konya’ya gelişi Mevlana’nın hayatını büsbütün değişik bir yöne yöneltti. Mevlana o sıralarda 37 yaşlarındaydı. O güne kadar Mevlana; ciddi, ağır başlı büyük bir bilgin olarak tanınmıştı. Büyük bir fikir adamıydı. Tevrizli Şems’in gelişi ise Mevlana’nın duygu dünyasını alt üst etti ve onu bir gönül adamı haline getirdi.
ŞEMS-İ TEBRİZİ, KONYA’DAN NEDEN KAÇTI?
Şems-i Tebrizi, Mevlana’nın duygu dünyasını alt üst etmiş ve onu bir gönül adamı yapmıştır. Şems, Mevlana’daki deha ateşini büsbütün tutuşturdu. Mevlana, Şems’ten başka herkesi ihmal etmeye başlamıştı. Bu durum, kendisini sevenleri de, çömezlerini de son derece üzüyordu. hatta Şems’i ölümle bile tehdit etmekten geri kalmadılar. Bu durumdan sıkılan Şems de, 1246 yılında, Konya’dan gizlice Şam’a kaçtı.
MEVLANA NASIL BİR KİŞİLİĞE SAHİPTİ?
Mevlana, islam ve gayri islam bütün insanlıkça beğenilmiş bir sanat adamıdır. Fikir ve kişi özgürlüğüne olağanüstü değer vermiş, insanı adeta kutsal bir varlık derecesine yükseltmiştir. Sonsuz derecede hoşgörülüdür. Büyük bir Türk şairi ve mutasavvıfı, bilgin ve fikir adamıdır. En kötü insanı bile, bağışlanmaya, sevilmeye laik görür. Pakistan’ın dev şairi Muhammed İkbal’e ilham kaynağı olmuştur. Alman şairi Goethe’yi ve ünlü ressam Rembrant’ı derinden etkilemiştir.
MEVLANA ŞİİRLERİNİ NİÇİN FARSÇA YAZMIŞTIR?
Mevlana’da Türklük sevgisi çok güçlüdür. O yüzyılda Türkçe, Anadolu’da ileri bir şiir dili olarak daha gelişmemiş bulunuyodu. Mevlana da bu yüzden şiirlerini Farsça yazıyordu. Hatta buna üzülerek söylediği şu mısra pek ünlüdür: "Aslem Türk-est egerci hinduguyem" (Her ne kadar Farsça söylüyorsam da, aslım Türk’tür.)”
İnsanı ve insanlığı ön plana çıkaran, inancını ve düşüncelerini özgürce yayan, ölümü bir düğün şenliğinde karşılayan, ancak dost ve muhabbet meclislerinin kapanmasından dolayı yas tutan bir inanç ve gelenek!... 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?