USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SÜLEYMAN SOYLU: “SİYASETİN SONUNA MI GELİYOR?

23-11-2025

Kulisler, gerçekler ve olası senaryolar: Türkiye siyasetinde gerilimli bir dönemin içindeyiz. Bu gerilimin merkezine sık sık adı düşen isimlerden biri de Süleyman Soylu. Son aylarda kamuoyunda “Soylu’nun sonu iyi olmayacak”, “görevden alınacak”, “siyaseti bırakıyor” şeklinde yorumlar yaygınlaştı. Bu söylentiler sadece sosyal medya dedikodusu değil; ciddi kulislerde de benzer görüşler dillendiriliyor.

Peki bu iddiaların arka planında ne var?

Gerçekten bir siyasi final mi, yoksa kontrollü bir geri çekilme mi yaşanıyor?

Bu analiz, bu sorulara yaklaşmayı amaçlıyor.

1. SOYLU’NUN “SİYASETİ BIRAKMA” ÇIKIŞI:

Geri Adım mı, Ön Alma mı?

Süleyman Soylu’nun “Üç dönem milletvekilliği yaptım, verimli olamadım, siyaseti bırakacağım” çıkışı siyasette büyük bir kırılma sinyali olarak yorumlandı.

Bu açıklama üç farklı şekilde okunuyor:

Kendi inisiyatifiyle kontrollü bir çekilme

“Yorgunluk” ve “kendini yeterli bulmama” vurgusu, siyasi bir yumuşak iniş hazırlığı olabilir.

İKTİDAR İÇİ BASKILARIN SONUCU

Parti içindeki ağırlığının azaldığı ve “çekilmenin aslında “çekilmek zorunda kalma” olduğu iddiaları var.

Kulisleri perdeleme stratejisi

Görev değişikliği öncesi kamuoyu baskısını azaltmak için “ben zaten bırakıyorum” mesajı verilmiş olabilir.

Bu üç ihtimalden herhangi biri, Soylu’nun “gidişatı iyi değil” algısını besliyor.

2. “GÖREVDEN ALINMA” KULİSLERİ:

Cumhur İttifakı Dengelerinde Daralan Etki Alanı**

Süleyman Soylu, uzun yıllar boyunca iktidar içinde güçlü bir figürdü. Ancak son dönemde:

Karar merkezine olan etkisinin azaldığı,

AK Parti'nin yeni dönem stratejilerinin Soylu çizgisinden uzaklaştığı,

Cumhur İttifakı içinde dengelerin değiştiği

şeklinde analizler öne çıkıyor.

Bazı kulislerde, Soylu’nun kritik bakanlık ve parti pozisyonlarından “çekileceği” ya da “çekilmek zorunda kalacağı” aktarılıyor.

Bu söylentiler, sadece politik strateji değil, yargı-siyaset-bürokrasi üçgenindeki dinamiklerle de ilişkilendiriliyor.

3. ESKİ DÖNEMİN BİRİKMİŞ YÜKLERİ:

Algı, soru işaretleri ve tartışma başlıkları:

Soylu’nun yıllar içindeki icraatları nedeniyle kamuoyunda oluşan tartışmalı başlıklar, bugün yeniden gündeme taşınıyor:

Operasyon politikaları

Güvenlik-özgürlük dengesi

İçişleri dönemine ait tartışmalar

Medyada yer bulan iddialar ve eleştiriler

Bu birikmiş yük, siyasi savunma alanını daraltıyor ve “yolun sonu mu?” sorusunu daha görünür hale getiriyor.

4. İKTİDAR İÇİNDEKİ STRATEJİK DEĞİŞİM:

Yeni dönemin Soylu’ ya yer açmayan mimarisi:

Cumhurbaşkanlığı sistemi içinde güç merkezleri zaman zaman yenileniyor. 2025 sonrası süreçte:

Daha “teknokrat” bir yönetim dili, Daha düşük profilli güvenlik politikası, İttifak ilişkilerinde yeni uyum arayışları tercih ediliyor gibi görünüyor.

Bu yeni mimaride Soylu’nun eski dönem gücüyle uyumsuz kalması, söylentileri güçlendiriyor.

5. GERÇEK SENARYO NE OLABİLİR?

Dört olası yol:

1.Kontrollü bir çekilme

Kendi beyanıyla başlayan süreç, kontrollü bir şekilde “siyasetten uzaklaşma ”ya dönüşebilir.

2. Parti içi pasifleştirme

Resmî görev verilmez, etkisi azaltılır; ama tamamen dışarıda bırakılmaz.

3. Tam tasfiye

Siyasi dengelerde risk görüldüğünde tamamen kenara alınması ihtimal dahilinde.

4. Beklenmedik geri dönüş

Soylu gibi güçlü kitle bağlantısı olan isimlerde her zaman “yeni pozisyonla geri dönüş” ihtimali de vardır.

Bu nedenle “kesin son” demek erkendir; ancak “durum iyi değil” analizi gerçekçi bir noktadır.

Sonuç: Soylu’nun Geleceği, Kulislerde Çoktan Yazılmaya Başladı**

Süleyman Soylu etrafındaki “sonu iyi olmayacak” söylemi, belirsizlikten doğan bir korku değil; siyaset içi güç kaymaları, iletişim stratejileri ve yeni iktidar yapılanmasının ortaya çıkardığı doğal bir sonuçtur.

Bugün görünen tablo şudur:

Etki alanı daralıyor.

Siyasi ağırlığı geçmişe göre azalmış durumda.

Kulislerde farklı senaryolar konuşuluyor.

Soylu bu süreçte kendi açıklamalarıyla da alanı daraltıyor.

Bu nedenle “Süleyman Soylu’nun siyasi yol ayrımında olduğu” yorumunu yapmak abartı değil, mevcut tabloya uyumlu bir analizdir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?