USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

EMEĞE VERİLEN BİR ÖDÜLÜN HİKMETİ!

29-06-2025

İş dünyasında sık sık makinalardan, dijitalleşmeden, verimlilikten söz edilir.

Oysa üretimin kalbi hâlâ insandır. Ve insan, takdir edilmeyi, emeğinin karşılığını görmeyi ister. Bazı İşverenler çoğu zaman bu gerçeği gözden kaçırırlar. Bir maaş ödemekle her şeyin tamam olduğunu sanırlar. Hâlbuki bir ödül, bir teşekkür, bir takdir, çoğu zaman para kadar, hatta ondan da değerli etki yaratabilmektedir.

Ne güzel demişler: “Ödül gören işçi, işine dört elle sarılır” Gerçekten de ödüllendirme sadece işçinin cebine değil, yüreğine de dokunur. Çalışanın motivasyonu artar, sadakati güçlenir. “Bir takdir bin gayret getirir” sözü boşuna söylenmemiştir. Küçük bir prim, bir teşekkür ya da basit bir plaket bile yıllık performans görüşmelerinden çok daha güçlü bir moral kaynağı olabilmektedir.

Fakat burada tek taraflı bir beklenti de doğru değildir. İşverenin ödül vermesi kadar, işçilerin de bu ödülü hak edecek çabayı göstermeleri gerekir.

Disiplinli çalışmak, sorumluluk almak, dürüst davranmak ve ekip ruhuna katkı sağlamak, işçinin ödülü hak etmesinin temel şartıdır. Emeğin hakkını veren, huzuru cebine koyar, derken, o hakkın da hakkıyla kazanılması gerektiğini unutmamak gerekir.

Bazı işverenler hâlâ bu dili konuşmayı bilmezken, bazı işçiler de hak etmediği ödülleri bekleyerek hayal kırıklığına uğrar. Oysa denge şarttır. İşçi, çabasını ortaya koyar, işveren de bunu görür ve takdir eder. Ödül, yorgun gönle merhem olur, ama bu merhem, emeğin ve özverinin karşılığı olursa gerçek anlamını bulur. Bu dengeyi ise yetenekli ve başarılı yönetici ve işverenler yakalar.

Bir minnet ifadesi, insana verilen değerin somut göstergesidir. Güzel söz ve ödül, işçinin belini doğrultur, çünkü insan saygı gördüğü yerde varlık gösterir, kendini güçlü hisseder. Ancak o saygıyı işçi de davranışlarıyla hak etmelidir ve insanlar saygı ve değer gördükleri ölçüde verimli olur veya olmaya çalışır.

Tecrübeyle sabittir ki, takdir edilen işçi aslan kesilir, kendisine güvenilen, emeği ödüllendirilen çalışan büyük sorumluluklar alabilir. Helal ödül, işçinin azmini körükler, çünkü bu ödül, emeğin hakkını teslim etmenin manevi gücünü taşımaktadır.

İşverenlerin unutmaması gereken şudur: Övülen işçinin kolu kanadı güçlenir. Ancak işçi de övülmeyi hak edecek şekilde çalışarak bu kanatlara omuz vermelidir. Sonuçta ödül, karşılıklı güvenin, emeğin ve sorumluluğun ortak bir meyvesidir.

Paranın satın alamayacağı motivasyon, ödülün dokunduğu gönülde saklıdır. Bu gönle ulaşmak, hem işverenin hakkaniyetli yaklaşımına hem de işçinin özverili tutumuna bağlıdır. Bunu bilenler, geleceği sağlam temeller üzerine kurar.

BUNUDA ANCAK BAŞARILI YÖNETİCİLER YAPABİLİRLER…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?