USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GELENEKLERİMİZ…

09-09-2019

Bazı toplumlarda zaman ile çok farklı adet ve geleneklerin türediğini görmekteyiz. Bunlardan bazıları çok eskilerden gelmekte olup, bazılarıda sonradan ekonomik-sosyopolitik-eğitim düzeyine bağlı olarak türemektedir.
Son zamanlarda sık dile getirilen taziye yemeklerinin kaldırılması hadisesi büyük yankı bulmuş gibi. Buda çok sevindirici olmuştur. Taziye yemeklerinin verilmemesi gerekliliğinin yanında, en azından taziye yemeklerinde verilen yemekler ve orda okunan dua ve Fatihalar manevi bir rahatlama sağlamaktadır. Taziye yemeklerini dile doladığımız gibi sonradan türemiş olan çok aptalca bulduğum birçok uygulamanında dile getirilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.
Bunlardan bir taneside düğünlerimiz ve düğünlerde yapılan şatafatlar büyük harcamalar –gelinlikler-makyaj salonları giderleri, yüklü miktarda altın ve ev eşyası alımlarının yapılması gibi.
Tarafların bir birlerini kabul etmeleri ile birlikte, düğünün tamamlanmasına kadar geçen süredeki gereksiz birçok harcama.
Parası olanın tüm bunları yapmasına bir şey diyemem. Ancak, parası olmadığı halde, sırf gösteriş adına birçok maliyete katlanıp borca girmek ve sonrasında bu borçlar için kavga-münakaşa etmek evlilik birliğinin kısa sürede bozulmasına neden olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Borçlanarak yapılan düğünlerde, mutluluğun olduğuna inanmıyorum.
Çünkü düğün sonra borçların ödenmesi için, düğünde alınmış olan altınların tekrardan istenmesi gibi talepler gelin ile damat arasında tartışmaya neden olduğu gibi ailelerinde bulaşmasına kadar gitmekte ve sonrasında büyük huzursuzlukların yaşanmasına vesile olduğu bir gerçektir.
Çevrenizden sizlerde duymuşunuzdur. Geline eşya almak için çıkıp, tarafların sırf alınacak ıvır zıvır eşyalar yüzünden oracıkta bir birine girip, düğün işini bitirdiklerinede şahit olmuşuzdur.
Eskilerde insanlar akraba olmak istediklerinde, bu kadar bir birinin ocağını söndürme gayreti içine giriyorlar mıydı bilmiyorum?
Doğrusu zamanımızdaki evliliklerde özellikle kız tarafı, helede kızın annesi birazda acımasız ise, erkeğin ocağına incir ağacı dikip ortada bırakabilmektedir. Ondan sonra, aileler arası dalaşmalar başlamaktadır. Yaşanan tartışmalar sonucu olaylar farklı yönlere gidebilmektedir.
Özellikle kız tarafını ikna sürecinde, erkek tarafının verdiği vaatlerin yerine getirilmemesi çok büyük hayallerin yaşanmasına neden olduğu gibi, başlangıçta çok büyük güven kaybının yaşanmasına neden olabilmektedir. Onun için, yapılamayacak vaatlerin verilmemesi gerekmektedir.
Bir kına –nişan ve gelinliğin bir günlük kirası ile beraber, geline eşlik edenlerin kuaför masraflarınıda ilave ettiğinizde, maliyetin bir taziye yemeğini fazlasıyla geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Tüm bu harcamalar, onun kızı-oğlu yaptı neden benimki yapmasın duygusundan başka ne anlamı vardır?
Örneğin, yeni bir moda olarak eski geleneklerin canlanması sağlansa ve insanlar bu kadar gereksiz harcamalar yapmazsa daha iyi olmaz mı? Taziye yemeklerini dile doladığımız gibi bu konuyu gündemleştirmek, toplumsal kamuoyu oluşturmak daha hayırlı olmayacak mıdır? 
Bence daha hayırlı olacaktır. BİR HADİSTE; Nikâhın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır.” (Ebu Davut, 2; 591 ) DENİLMİŞTİR.
Geri kalmış toplumların en belirgin özelliklerinden bir taneside, lükse olan düşkünlüktür. Geçen gün sosyal medya hesabında, ALMANYA başbakanı MERKEL in giydiği bir elbisenin 23 yılllık olduğu ve 23 yıl önce çekilen resminin yanında, elbiseyi bu yıl giymesi üzerine çekilen resmi gördüm. En büyük mutluluğun mütevazı bir şekilde yaşamak olduğu bilinci nesillere aşılanmalıdır. İktisatta denildiği gibi istekler sınırsız kaynaklar kıttır.
Yoksa bu tüketim kültürü şatafat-lüks hırsı bizi bitirecektir.
İşte bu noktada tüm toplumda etkinliği olan resmi ve özel kurum ve kuruluşların olaya el atmalarını hatırlatmak istedim…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?