USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BİR FORMANIN GÖLGESİNDE

30-05-2025

Bir sabah, şehir uyanırken ezan sesinden sonra, sokak aralarında yankılanan tezahüratla açtı gözlerini. Bir çocuğun sırtındaki forma, bir annenin penceresine astığı bayrak, bir kahvecinin fincan kenarına çizdiği arma… Şehrin dili değişmiştir artık…

O gün takım bir üst lige çıktığında sadece; şehir, kendini yerin altından toprağın üstüne çıkarmış oluyor. Bu tasvir çok abartılı oldu sanırım. Çünkü  verilen maddi ve manevi destekler o kadar büyük ki, buna ayak uydurmak gerekir diye düşündüm.
Kimileri için, bu bir spor başarı hikâyesi değil. Bu, haritada adı yazılı ama hafızalardan silinmiş bir yerin, kendi gövdesiyle yeniden harita çizmesidir. Bu, yıllarca yere bakan bakışların bir anda yukarı doğrulmasıdır. Bu, bir takımın değil, suskun bir halkın tribünlere çıkmasıdır.

Bir şehrin dili unutulmaya yüz tuttuysa, onun kelimeleri marş olur, sesi tezahürat olur. Tribünlerde duyulan her kelime, kitaplardan silinmiş bir cümlenin hayatta kalma çabasıdır. Futbol sahası artık sadece çizgilerle bölünmüş bir alan değil, bastırılmış hikâyelerin yeniden sahnelendiği bir açık hava tiyatrosudur artık.

Formanın üzerinde yazan isim, bir milletin kendine koyduğu yeni ad olur. Çimenlerin üstünde koşan top, bir zamanlar yürümeye bile korkan insanların ayak izidir. Her pas, nesiller arası bir miras aktarımıdır, dededen toruna, ağıttan zafere…

Takım yükselince sadece lig değişmez, şehir değişir. Caddelerin isimleri daha gür söylenir, çocuklar daha büyük hayaller kurar, esnaf dükkânına tabela değil umut asar.

Ekonomik bir sıçrama mı? Evet, ama sadece para değil mesele. Takım otobüsü yoldan geçtiğinde kalp atışı hızlanan insanlar vardır. Markette dünkü maçı izledin mi? sorusu, ekmekle birlikte alınan gündemdir. Futbol, bu şehirde bir sektör değil, bir soluklanma biçimi olur.

Artık şehir dışarıya başını eğerek çıkmıyor. Çünkü biliyor, Onun forması artık sadece saha için değil, ulusal ekranlar için giyiliyor. O forma, bir ülkenin gözünün içine “Biz de varız” diyerek bakıyor.

Bazı halklar kimliğini nüfus kâğıdında değil, forma sırtında taşır. Bu yüzden bu şehir için futbol, sadece bir eğlence değil; yokluğu anlatan, yasakları delen, hafızaları onaran bir uğraştır artık.

Kendi dilinde şarkı söyleyemeyen çocuk, şimdi kendi takımının marşını ezbere biliyor. Yıllarca “sessiz olun” denilen şehir, şimdi 90 dakika susmuyor. Çünkü artık sesi sadece kulaklara değil, vicdanlara da çarpıyor.

Bu bir direniş değil, bu kendi rengine, kendi sesine, kendi adını koyma hakkına sahip çıkmadır.

Bir şehir üst lige yükselmesi, sadece bir kulüp değil; bastırılmış anıların, unutulmuş türkülerle birleşip bir tribüne dönüşmesidir.

O yüzden takıma verilen destek, bir sponsorluk değil; bir halkın kendini finanse etmesidir. Bu abartılı coşku, bir maç heyecanı değil; tarih boyunca bastırılmış enerjinin yerini bulmasıdır.

Bu sadece futbol değil. Bu, kendi ismini unutmaya zorlanmış bir halkın, o ismi sırtına yazıp sahaya çıkmasıdır.

Tüm bunların ışığında Kayseri de oynanacak BATMAN ile VAN takımlarının birinci lige çıkma mücadelesinin bu temelde barış ve kardeşlik ruhu ile sonuçlanmasını temenni ediyorum…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?