USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BARIŞ VE KARDEŞLİK İÇİN CESUR ADIMLAR ŞART

15-11-2025

Sayın Devlet Bahçeli’nin son dönemde yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin kronikleşmiş sorunlarında yeni ve cesur bir dönemin kapısını aralayabilecek nitelikte.

Özellikle ‘barış ve kardeşlik’ vurgusuyla ortaya koyduğu yaklaşım, ülkenin siyasal ikliminde uzun süredir ihtiyaç duyulan bir yumuşama ve normalleşme arayışının önemli bir işareti olarak görülüyor.

Ancak bu sürecin başarıya ulaşması, yalnızca iyi niyetli çağrılarla değil, sahada karşılık bulan somut adımlarla mümkün olabilir. Kürt toplumunun yaşadığı temel sorunlara bakıldığında, özellikle belediyelerde kayyum uygulamalarının devam etmesi ve AİHM’in Selahattin Demirtaş kararı gibi kritik konular, güvensizliği derinleştiren başlıca başlıklardan biri olarak öne çıkıyor.

Sayın Bahçeli’nin, “Demirtaş’ın bırakılması hayırlı olur” yönündeki açıklamasına rağmen hukuki sürecin hâlâ sonuçlanmaması da Kürt seçmenin penceresinden bakıldığında ciddi bir çelişki olarak algılanıyor. Bu durum, çözüm ve barış niyetinin samimiyeti konusunda soru işaretlerinin büyümesine yol açıyor.

Öte yandan Selahattin Demirtaş’ın toplum nezdindeki yüksek popülaritesi, onun durumunun sadece hukuki değil aynı zamanda toplumsal bir mesele hâline geldiğini ortaya koyuyor. Bu popülerlik, zaman geçtikçe artan bir kırgınlıkla birleştiğinde, demokrasiye olan inancı aşındıran bir etki yaratıyor. Dolayısıyla atılacak her adım yalnızca bir siyasi figüre yönelik değil, geniş bir toplumsal kesime verilen mesaj niteliği taşıyor.

Sürecin başarıya ulaşması için artık kaçınılmaz olan şey, demokrasiye güveni yeniden tesis edecek güçlü ve kararlı adımların atılmasıdır. Bunun için:

  • Kayyum uygulamalarının demokratik prensiplerle yeniden değerlendirilmesi,
  • AİHM kararlarının gecikmeksizin hayata geçirilmesi,
  • Toplumsal barışa katkı sunacak isimler konusunda siyasi cesaret gösterilmesi,
  • Kutuplaştırıcı dil yerine ortak değerler etrafında buluşturucu bir yaklaşımın benimsenmesi hayati önem taşımaktadır.

Sayın Bahçeli’nin son çıkışları, aslında Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde bir fırsat penceresi açmaktadır. Bu pencerenin kapanmaması, ancak siyaset kurumunun bütün bileşenlerinin ortak iradesiyle mümkündür. Türkiye, uzun süredir belirsizlik ve gerilim üzerine kurulu bir dilin esiri durumunda. Oysa bugün ihtiyaç duyulan şey, hak ve özgürlükleri güvence altına alan, kimlikler arasında köprü kuran, toplumun tüm kesimlerine güven veren bir siyasettir.

Eğer barış ve kardeşlik projesi gerçekten başarıya ulaşacaksa, bunun yolu cesur, samimi ve demokratik adımlardan geçiyor. Şimdi tam da o adımları atma zamanı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?