USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÜNİVERSİTELERDE KAYBOLAN GELECEKLER!

13-10-2025

Eskiden büyüklerimiz çocuklarına “Oku evladım, kendini kurtar. Biz okuyamadık, bak neler yaşadık.” derdi. Eğitim, bir umut, bir çıkış yolu, daha iyi bir hayatın kapısı olarak görülürdü. İnsanlar, bilginin hayatta yol açacağını düşünür ve okumanın tek kurtuluş olduğuna inanırdı.

Bugün ise tablo tersine dönmüş durumda. Artık birçok genç “Okuyup da ne olacak, biz de okuduk da işsiz kaldık.” diyor. Bu cümlenin arkasında sadece bireysel hayal kırıklığı değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm yatıyor. Çünkü eğitim ile istihdam arasındaki bağ zayıfladı ve üniversite mezunu işsizler ordusu büyüdü.

Son 20 yılda neredeyse her şehre bir üniversite açıldı. Ancak bu üniversitelerin çoğu, bilimi, araştırmayı, yenilik üretmeyi hedefleyen kurumlar olmaktan çok uzak.

Betondan ibaret, adı “üniversite” olan, adeta bir aile şirketi gibi yönetilen yapılar ortaya çıktı. Görevleri, genç işsizleri birkaç yıl daha “okuyor” adı altında oyalamak oluyor.

Her şehre üniversite açılması başka bir sorunu da tetikledi. Ara eleman ve teknik personel açığının ortaya çıkmasına neden oldu. Mesleki ve ustalık gerektiren Sanayi, tarım ve inşaat gibi ekonominin bel kemiğini oluşturan sektörlerde ciddi iş gücü sıkıntısı yaşanıyor artık. Gençler işsizliği unutmak için üniversiteye yönlendirilirken, üretim için gerekli nitelikli iş gücü bulunamaz hale geldi.

Bugün asıl ihtiyacımız olan şey, her şehre üniversite açmak değildi. Gerçekten nitelikli, bilim üreten ve dünyayla rekabet edecek kurumlar oluşturmak olmalıydı. Bunun yanında mesleki ve teknik eğitime daha fazla önem vererek, gençleri sadece “diploma sahibi” değil, aynı zamanda “üreten bireyler” haline getirmek gerekirdi. En basit bir örnek ile Üniversiteyi bitirip bir dilekçe yazmaktan aciz nice insanları görüyoruz.

  1. Üniversite Planlaması: Yeni üniversite açmak yerine mevcut üniversitelerin niteliğini artırmaya odaklanılmalı.
  2. Mesleki ve Teknik Eğitim: Sanayi, tarım ve inşaat sektörlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak güçlü meslek liseleri ve teknik enstitüler desteklenmeli.
  3. İstihdam Köprüleri: Üniversiteler ile özel sektör arasında işbirliği projeleri kurularak öğrencilerin mezun olmadan iş deneyimi kazanması sağlanmalı.
  4. Liyakat Esası: Kamu ve özel sektörde işe alımlarda torpil yerine liyakat esas alınmalı ki eğitim-iş ilişkisi güçlensin.
  5. Gençlere Rehberlik: “Diploma tek kurtuluş” algısı yerine, farklı meslek alanlarına yönlendiren rehberlik sistemleri yaygınlaştırılmalı.
  6. Bilimsel Üretim: Üniversiteler, sadece öğrenci mezun eden kurumlar değil, aynı zamanda araştırma ve inovasyon merkezleri haline getirilmeli.

Üniversiteyi bitirdikten sonra KPSS ile hala hayalin peşinden koşan insanlar olmak yerine, kısa sürede iş ve meslek hayatına atılıp yaşamını sürdürmek hem de daha güçlü ekonomik şartlar ile daha iyi değil mi?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?